3. Hukuk Dairesi 2013/5020 E. , 2013/7453 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; ... İli ... ... Mahallesi mevkiinde kain tapunun 1033, 1034 ve 1038 parselindeki taşınmaz üzerine yapılmakta olan konutlardan C blok 4.kat 8 numaralı bağımsız bölümle ilgili olarak taraflar arasında 10.02.2009 tarihli sözleşme imzalandığını; bu sözleşmeye göre, davalı sözleşmede yazan şartlardaki konutu, 30.12.2010 tarihinde, teknik şartnamesine göre yaparak teslim etmeyi; davacı da, sözleşmede yazan ödemeleri zamanında davalıya ödemeyi taahhüt ettiğini; davacı, taahhüt etmiş olduğu 1. ödeme olan 70.000 TL"yi zamanında ödediğini; ikinci ödeme için gerekli şartlar gerçekleşmeden, davalı ... 21. Noterliğinin 01.12.2010 tarihli ihtarnamesi ile ikinci ödeme olan 150.000 TL"nin ödenmemiş olduğu gerekçesi ile akdi tek taraflı feshettiğini ve davalının ödemiş olduğu 70.000 TL"yi ödemek için bir hesap numarası istediğini bildirdiğini; davacının da tek taraflı feshi kabul etmemekle birlikte, banka hesap numarasını bildirdiğini; davalının, bu hesaba parayı yatırdığını; ancak, davalının sözleşmeyi feshetmesinin gerçek amacının, dava konusu konutun değerinin zaman içinde artması olduğunu; davalının kötüniyetli hareket ettiğini ileri sürerek; gayrimenkulün sözleşmedeki alış fiyatı olan ve taksitler halinde ödenecek olan 220.000 TL bedel ile dava tarihi itibariyle bilirkişice belirlenecek gerçek değer arasındaki farkın fazlaya ilişkin hak saklı tutularak, şimdilik 1000 TL maddi zarar olarak yasal faizi ile tahsiline ve müvekkilinin 04.05.2009 tarihinde ödemiş olduğu 70.000 TL"nin ödeme tarihinden kendisine iade edildiği tarihe kadar (20.01.2011 tarihine kadar) işlemiş ticari faizinin de davalıdan tahsiline; ayrıca, sözleşmenin 7.maddesinde düzenlenen cezai şartla ilgili olarak, fazlaya ilişkin hak saklı tutularak şimdilik 1000 TL"nin fesih tarihi olan 02.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ek bilirkişi raporu doğrultusunda verdiği ıslah dilekçesinde; cezai şart alacağını 50.000 TL"ye, faiz alacağını 10.833 TL"ye, taşınmazın rayiç bedeli ile ödenmesi gereken bedeli arasındaki fark alacağını da 25.454 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazında bulunmuş, esası bakımından da; haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; "Davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu davaya konu bağımsız bölümün rayiç değerini talep edebileceği yapılan keşifte satış sözleşmesine konu dairenin rayiç bedelinin 300.000,00 TL olduğunun belirlendiği, davacının ödediği 70.000,00 TL ye göre talep edebileceği rayiç bedelin 95.454,55 TL olduğu belirlenmiştir. Davalı tarafından davacının ödediği 70.000,00 TL 20.01.2011 tarihinde iade edilmiştir. Davacının sözleşmenin adi yazılı sözleşme olması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı talep edemeyeceği; ancak, rayiç bedel farkı 25.454,55 TL"yi isteyebileceği anlaşılmıştır. Davacı ödediği 70.000,00 TL nin faizini de istemişse de davalıya gönderdiği ihtarda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, fazla talep etmediği borç aslı ödendiğinden faiz talep edemeyeceği, B.K. 106. madde uyarınca rayiç bedelini isteyebileceği kanaatine varılarak; davanın kısmen kabulü ile davaya konu bağımsız bölümün rayiç bedeline göre iade alınmayan 25.454,55 TL nin dava tarihi olan 07/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, taraflar arasındaki konut satışına ilişkin sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığı ve geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki hukuksal ilişki haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiç bir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hem hakkaniyetin hem gerçek adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan, iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekir. Aksi halde, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacaktır.
Ne var ki, mahkemece; bu iade, denkleştirici adalet ilkesine göre yapılacak bir hesaplamaya dayandırılmamış, yukarıda da açıklandığı üzere, sözleşmede kararlaştırılan dairenin dava tarihindeki belirlenen rayiç bedeline, yapılan ödemenin (70.000 TL"nin) oranlanması sonucu bulunan miktarın hüküm altına alınması ile gerçekleştirilmiştir.
Mahkemece, açıklanan hususlarda yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.,
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.