22. Hukuk Dairesi 2017/20920 E. , 2019/2212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ile yol ve yemek ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yol ve yemek ücreti taleplerinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusundadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava kısmi alacak davası olarak kabul edilmiş ve sonuçlandırılmıştır. Davalı şirket vekili davacının 08.10.2015 tarihli ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Davalı ... vekili ise 03.11.2015 tarihli dilekçesi ile ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de ıslah dilekçesinin davalı belediyeye tebliğine ilişkin dosya içerisinde ve uyap ortamında tebligat parçası bulunmadığından süresinde yapılan bir itiraz olup olmadığı anlaşılamamıştır. Bu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunan ve kararı temyiz eden davalı şirket yönünden davacının hak kazandığı alacakları yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek belirlenmesi ve davalı belediyeye ıslah dilekçesinin ne zaman tebliğ edildiği belirlenerek ıslaha karşı zamanaşımı itirazının süresinde yapıldığı anlaşılır ise davalı ... yönünden de ıslaha karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak talep edilen alacakların hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Fazla mesai ücret alacağının hesaplanması noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalı belediyede temizlik işçisi olarak ayda 2 hafta 6 gün 05.00-17.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile günde 10,5 saat çalışarak haftada 18 saat fazla mesai yaptığı, ayda 2 hafta ise aynı çalışma saatleri içerisinde 7 gün çalışarak 7,5 saatin mahsubu ile haftada 21 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiş ise de yapılan hesaplamanın tümünün 21 saat üzerinden yapıldığı görüldüğünden yapılacak iş davacının ayda 2 hafta 18 saat, 2 hafta ise 21 saat fazla mesai yaptığının kabulüne göre fazla mesai ücretini belirlemektir.
Hatalı hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmesi ve yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.