Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4407
Karar No: 2012/1414
Karar Tarihi: 05.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4407 Esas 2012/1414 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/4407 E.  ,  2012/1414 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ..., dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2010 gün ve 227/199 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:



    K A R A R

    Davacı vekili, tarafların ortak miras bırakanı ...’in ölümü ile terekesindeki taşınmazların bir kısmının mirasçıları arasında taksim edildiğini, ancak davaya konu 120 ada 6, 11, 19 ve 137 ada 37 parsel sayılı taşınmazların taksime tabi tutulmadığını, tüm mirasçılar adına iştirak halinde mülkiyet üzere olduğunu, ne var ki, kadastro çalışmaları sırasında bu yerlerin davalı adına tespit ve tescil gördüğünü açıklayarak dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile ortak miras bırakanın tüm mirasçıları adına miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 20.7.2010 havale tarihli dilekçesiyle ortak miras bırakanın diğer mirasçılarını davaya dahil etmiştir. Davaya dahil edilen kişilere dahili dava dilekçesi tebliğ edilmiştir.
    Davalı, ortak miras bırakanın 1993 yılında öldüğünü, ortak muristen kalan taşınmazların mirasçıların katılımıyla rızai taksime tabi tutulduğunu, mirasçılardan ...’e 255, ...’e 240, ...’e 270, Hanım Köçmen mirasçılarına 200 ve ...’e 266 dönüm yerler verildiğini, toplam 1231 dönüm arazinin taksiminin yapıldığını, tüm mirasçıların tapularını aldığını açıklayarak davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Dahili davalılar, açılan davaya bir diyeceklerinin olmadığını bildirmişlerdir.
    Mahkemece, kök miras bırakandan intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında rızai taksime tabi tutulduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları getirilmiştir. 120 ada 11 nolu parsel 4169.82 m2 olarak bahçe niteliğiyle 27.09.2006 tarihinde, Hamit oğlu ... adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 02.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. 120 ada 6 parsel ile 120 ada 19 nolu parsel, 5.7.1963 tarih ve 9 sıra nolu tapu kaydı esas alınarak 27.9.2006 tarihinde Hamit oğlu ... adına tespit görmüş ve tutanakları itirazsız olarak 02.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. 137 ada 37 parsel ise, 90689.24 m2 olarak, tarla niteliğiyle, senetsizden, 5.12.2006 tarihinde Hamit oğlu ... adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 02.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Bunlardan 120 ada 19 parselin kadastro tutanağının ilk sayfasında “Kadastro Mahkemesinin 2007/131 Esasında davalı olduğu” yazılmıştır. Ancak, bu parselle ilgili getirtilen tapu kaydında, bu yerin, kadastrodan 02.03.2007 tarihinde tam mülkiyet üzere ... adına tescil edildiği belirlenmiştir. Kök miras bırakana ait veraset belgesi getirilmiştir. 1928 doğumlu ...’in 20.3.1993 tarihinde öldüğü, murisin çocuğu Hanım Köçmen’in ise 7.4.1994 tarihinde öldüğü, buna göre mirasçısı olarak çocukları ..., ..., ... ve ... ile kızı Hanım Köçmen mirasçıları ..., ..., ...ve ...’ın kaldıkları anlaşılmıştır. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık ortak miras bırakan ...’den kalan taşınmazların mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise nizalı yerlerin davalı ...’e özgülenip özgülenmediğinde toplanmaktadır.
    Mahallinde keşif yapılmıştır. İki yerel bilirkişi dinlenmiştir. Ortak beyanlarında; dava konusu taşınmazların tarafların kök miras bırakanı ...’e ait olduğunu, ölümü ile çocuklarına intikal ettiğini, fakat taksimin yapılıp yapılmadığını bilmediklerini söylemişlerdir. İki tutanak bilirkişisi dinlenmiştir. Bunlardan Bilal Bulut: dava konusu taşınmazların kök miras bırakan ...’e ait olduğunu, ölümünden sonra çocuklarının mirasını paylaştıklarını, paylaşıma göre, kadastro tespitlerinin yapıldığını, dava konusu taşınmazların ise davalıya kaldığından onun adına yazıldığını söylemiştir. Diğer tutanak bilirkişisi Yaşar Çiçek: dava konusu taşınmazların muris ...’e ait iken, ölümüyle çocuklarına intikal ettiğini, çocuklarının mirası paylaştıklarını, kadastro tespitlerinin taksime göre yapıldığını, dava konusu taşınmazların davalıya kaldığını açıklamıştır.
    Davacı taraf, dava dilekçesindeki talebi nedeniyle, murisin öteki mirasçılarını dahili dava yoluyla davaya katmış ise de, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK. kapsamına göre, dahili dava yöntemiyle taraf teşkili mümkün değildir. Öten yandan, eldeki davada davacı taraf, davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle kök murisin mirasçıları adına tescilini istemiş olup, eldeki dava mirasçılar arasında görülen bir dava türü olduğundan çoğun içinde azda vardır, kuralı gereğince: koşulların gerçekleşmesi halinde davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekir. Bir başka anlatımla, mirasçılar arasında görülen davalarda TMK.nun 640, 701 ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçıların olurlarının alınmasına ya da terekeye temsilci atanmasına gerek yoktur. Öten yandan, genel mahkemelerde görülen bu tür davalarda kural olarak; yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile diğer tüm delillerle iddia ve savunma kanıtlanmaya çalışılır. Ancak, Kadastro Mahkemesi sıfatı taşımayan genel mahkemelerde görülen davalarda resen veya talep halinde tutanak bilirkişilerinin aynı sıfatla dinlenmelerine gerek bulunmamaktadır. Kaldı ki, taraflar liste halinde tanıklarını bildirmişlerdir. Yanlara tanıklarını taksim ve zilyetlik konusunda dinlenmeleri için süre ve imkan tanınmamıştır. Somut olayda, tutanak bilirkişilerinin beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Hal böyle olunca, taraflara süre ve imkan verilerek liste halinde bildirmiş oldukları tanıklarının 6100 sayılı HMK.nun 243 ve 244. maddeleri hükümleri gereğince, çağırılarak aynı kanunun 259 ve 290. maddelerine göre, mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenerek dava konusu taşınmazların kimden kaldığı, zilyetlik durumunun kimlerde bulunduğu, tüm mirasçıların katılımıyla geçerli bir taksimin yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise hangi mirasçıya kaldığının duraksamaya mahal vermeyecek biçimde tespit edilmeye çalışılması, beyanlar arasında çelişki ortaya çıktığında aynı kanunun 261. maddesi uyarınca giderilmesi, bundan sonra dosyadaki diğer kanıtlarla değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken salt tutanak bilirkişilerinin sözlerine itibar edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öten yandan, dava konusu 120 ada 19 nolu parselin kadastro tutanağının ilk sayfasında Kadastro Mahkemesinin 2007/131 Esasında davalı olduğu yazılı olmasına karşın bu taşınmazla ilgili kadastro yoluyla çap kaydı oluşturulması nedeniyle tereddüt hasıl olmuştur. Bu durumun resen araştırılarak davalı olduğunun tespit edilmesi halinde 3402 sayılı Yasanın 26 ve 27. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesinin düşünülmesi gerekir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi