3. Hukuk Dairesi 2013/5817 E. , 2013/7740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 500 TL yoksulluk nafakasının, davalı kadının boşanma davasından sonra kendi adına kayıtlı olan bir taşınmazını 900.000 TL bedelle satarak zenginleştiği iddiasıyla kaldırılması talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; boşanma davası sırasında da davalının bu taşınmaza malik olduğunu, davacının protokolle bu nafakayı ödemeyi kabul ettiğini, boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında bir değişme olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı adına kayıtlı bulunan ve evlilikten önce alınmış olan ..., ...Köyü, 427 parsel nolu, 17.419,78-m2 yüzölçümlü arsa niteliğindeki taşınmazın 08/08/2012 tarihinde resmi rakamlara göre 900.000,00-TL bedelle bir şirkete satılmış olduğu ve bu şekilde davalının çok yüklü miktarda nakit para elde etmiş olması ve yoksulluğunun nakdi olarak artık söz konusu edilemeyeceği kabul edilerek yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 175.maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir, 176/4.maddesine göre ise, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iraden artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.
Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder.
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz.
Somut olayda taraflar 27.06.2011 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, taraflarca imzalanan protokolün 3. maddesinde davacı ..., davalı ... Erden"e aylık 500 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmiş, anılan protokol boşanmanın eki niteliğinde kabul edilerek mahkemece, davalı kadın lehine 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.
Dosya arasında bulunan tapu kaydı ve belgeler incelendiğinde, davalının yukarıda bahsi geçen ..., ...Köyü, 427 parsel nolu, 17.419,78-m2 yüzölçümlü arsaya 01.04.2008 tarihinden itibaren malik olduğu ve 08.08.2012 tarihinde dava dışı bir şirkete 900.000.TL bedelle sattığı, boşanma davası (28.09.2010) sırasında da bu arsaya malik olduğu ve davacının bunu bilerek, serbest iradesiyle imzaladığı protokol ile davalıya nafaka ödemeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davanın, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden reddi gerekirken istemin kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.