Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10397
Karar No: 2021/10520
Karar Tarihi: 21.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/10397 Esas 2021/10520 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/10397 E.  ,  2021/10520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davalar ile karşı davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı/karşı davalı vekilince asıl davaya hasren temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    Davacı asıl davada; davalı ile 25.11.2009 tarihinde kuyu içi sismik kayıt sisteminin temini ve teslimi konulu sözleşme imzalandıklarını, sözleşme konusu cihazın davalı kurumun talebi üzerine saha çalışmalarının yapıldığı Soma Linyit İşletmelerinde 11.06.2010 tarihinde teslim edildiğini, ambalajında ve kapalı sandık içinde teslim edilen sistemin davalı kurum tarafından işletmeye davet edilen üretici firma elemanlarına yaptırılan kurulumu sırasında, 17.06.2010 tarihinde sistemin parçası olan jeofon dizisinin 21. elemanın kuyuya indirilmesi sırasında bağlantı kablosunun jeofondan sıyrılarak kurtulmasıyla jeofon dizisinin kuyu içine düştüğünün davalı kurum tarafından bildirildiğini, davalı kurumun sözleşmenin 22, 29/2 ve 30. maddesinde belirtilen denetim muayene ve kabul şartlarına uymadığını, cihazın yokluğunda davalı kurum tarafından çalıştırılmak istendiğini, meydana gelen soruna davalı kurumun yüklenicisi olan sondaj şirketi tarafından kuyuya indirilen muhafaza borularının çıkartılması sırasında unutulan tapa ve diş muhafazalarının neden olduğunu, sonrasında davalı kurumun haksız olarak yeni bir sistemin teslim edilmesini talep ettiğini, bu talebin kabul edilmemesi üzerine 21.12.2010 tarihinde sözleşmenin davalı kurum tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek; sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, sözleşme bedeli olan 589.000 USD"nin 13.10.2010 tarihinden işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsiline ve 24.11.2009 tarihli 35.340 USD bedelli teminat mektubunun iadesine karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise; teminat mektubu bedelinin paraya çevrildiği tarihten işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ile teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrilmesi nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın avans faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; asıl ve birleşen davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise; sözleşmenin haklı olarak feshi nedeniyle teminat mektubunun 54.621,60 TL bedelle nakde çevrildiğini, sözleşmenin 36.2. maddesi uyarınca nakde çevrildiği tarihte yapılan güncelleme sonucu 57.573,41 TL teminat mektubu bedeli belirlendiğini ileri sürerek; aradaki fark olan 2.951,91 TL"nin bankalarca uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    Mahkemece; asıl ve birleşen davalar ile karşı davanın reddine dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20.09.2017 tarihli ve 2016/6110 Esas 2017/8362 Karar sayılı kararıyla; (1) numaralı bent ile davacı/karşı davalının tüm temyiz itirazları reddedildikten sonra, (2) numaralı bentle;
    (...2-Davalı-karşı davacı, sözleşmenin haklı feshi nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrildiğini, paraya çevrildiği tarihte güncelleme yapılarak aradaki farkın sözleşmenin 36.2. maddesine göre tahsilini istemiş, mahkemece sözleşmenin iş bu maddesi değerlendirilmeden karşı davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 36.2. maddesinde “4735 sayılı Kanunun 19, 20 ve 21 inci maddelerine göre sözleşmenin feshedilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncellenir. Güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı asındaki fark yükleniciden tahsil edilir...” düzenlemesi mevcut olup sözleşmenin bu maddesi değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karşı davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...) gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereği 2.951,81 TL"nin teminat mektubunu nakde çevirme talebinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacı kuruma ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı/karşı davalı vekili tarafından asıl davaya hasren temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere; mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usule ilişkin kazanılmış hak meydana gelebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak oluşturur.
    Buna göre, bir hususun bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi iki şekilde olabilir:
    1) O husus açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş, fakat Yargıtayca reddedilmiştir.
    2) Veya o hususta bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen, dosyanın Yargıtay dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün olduğu halde o cihet Yargıtayca bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan incelemede; mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen ilk karar, davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından davacının temyiz itirazları reddedilerek bozma kararı kapsamı dışında bırakılmış, dolayısıyla asıl ve birleşen dava yönünden davacı yararına usule ilişkin kazanılmış hak oluşmuştur.
    Buna göre, bozma kararına uymuş olan mahkemece; kesinleşen asıl ve birleşen dava hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemeyeceği göz önünde bulundurularak, asıl ve birleşen dava hakkında verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, buna bağlı olarak yargılama giderlerine dahil olan vekalet ücreti bakımından da davacı yararına oluşan usule ilişkin kazanılmış hakka riayet edilerek, asıl davada 47.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine karar verilmesi gerekirken; asıl ve birleşen davanın reddine, asıl davada 124.907,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine karar verilmiş olması, usule ilişkin kazanılmış hakkın ihlali olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1) ve (4) numaralı bentlerinin çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
    "1- Asıl ve birleşen davalar hakkında verilen red hükmü kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,",
    "4- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 47.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,",
    Bentlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi