3. Hukuk Dairesi 2013/3764 E. , 2013/7825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
BİR. DAVA DAVACISI : BAHAR USLUER
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Asıl davada, davacı dava dilekçesinde; davalı ile 2010 yılında boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin kendisine verildiğini, boşanma ilamından sonra ekonomik durumunun kötüleştiğini, davalının yüksek maaşla çalışmaya başladığını, davalıya boşanma davası sırasında verilen karar gereğince aylık 100 TL nafaka ödediğini, müşterek çocukların giderlerini karşılayamadığını belirterek müşterek çocuk Necla ve Yağmur için ayrı ayrı 200"er TL nafka talebinde bulunmuştur.
Birleşen davada, davacı dava dilekçesinde; davalının annesi olduğunu, eğitimine devam edebilmesi ve giderlerini karşılayabilmesi için annesinin yardımına ihtiyacı olduğunu belirterek aylık 200 TL yardım nafakası talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl dava ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuklar Necla ve Yağmur için ayrı ayrı 75"er TL iştirak nafakasına, müşterek çocuk Bahar için ise aylık 100 TL yardım nafakasına hükmedilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana-baba tarafından müşterek karşılanması da ilke olarak kabul edilmiştir (TMK. 327 md.). Bu nedenledir ki, iştirak nafakasının çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana-babanın mali durumları da gözetilerek takdiri gerekir.
TMK"nun 364.maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”
Yine aynı kanunun 365.maddesinin 2.fıkrasında; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında da; ":...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların" yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
... 1. Aile Mahkemesi"nin 11.05.2010 tarihli ve 2008/1123 Esas – 2010/523 Karar sayılı ilamı incelendiğinde asıl davanın davacısı ve davalının boşandıkları, müşterek çocukların velayetlerinin babalarına verildiği, iş bu davanın davalısı için 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür.
Her ne kadar yargılama sırasında davalının işten ayrıldığı işyeri yazısı ile belirtilmiş ise de, davalının yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasında konfeksiyonda işçi olarak çalıştığı, 701,14 TL maaş aldığı, 500 TL kira ödediği tespit edilmiştir.
Somut olayda tarafların gerçekleşen...ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, asgari ücret düzeyinde geliri olan, yoksulluk nafakası alan, aylık 500 TL kira ödeyen davalının sosyal ekonomik durumu dikkate alındığında, günün ekonomik koşullarına göre mahkemece hükmedilen yardım ve iştirak nafakası miktarlarının çok olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.