3. Hukuk Dairesi 2013/6449 E. , 2013/8016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında 11.05.2010 tarihinde, gayrimenkul satımına dair sözleşme ve taahhütname başlıklı yazılı sözleşme yapıldığını; satış bedeli olarak 150.000 TL tespit edildiğini, tespit edilen bedelin 5000 TL"sinin davalının banka hesabına yatırıldığını, geri kalan miktar için 145.000 TL bedelli, 10.10.2010 keşide tarihli çek düzenlenip verildiğini; ancak, davalı malikin edimini yerine getirmediğini; bu nedenle, sözleşmenin hükümsüz kaldığını; tahsil edilmeyen çekin ve nakit ödenen 5000 TL"nin iadesi için ihtarname çektiklerini, davalı tarafça iade edilmediğini ileri sürerek; davalıya sözleşme gereği verilmiş olan çekin iadesine, 5000 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, gayrimenkul devir ve tescil işine yanaşmayan tarafın davacı taraf olduğunu savunup; haksız açılan davanın reddine istemiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan davada; mahkemece, dava konusunun taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince iadesi istenilen 145.000 TL bedelli çek ile 5000 TL alacağın toplamı olan 150.000 TL olduğu anlaşılmakla; mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar kesinleşmekle dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın satışının gerçekleşmemesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tarafların birbirlerinden aldıklarını iade ile yükümlü oldukları anlaşıldığından, davanın kabulüne 5000 TL"nin 21.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 10.10.2010 keşide tarihli 145000 TL bedelli çekin davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
1) Davacı vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Her ne kadar, davacı vekilinin 28.08.2012 tarihli dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmış ise de; eksik temyiz harcının tamamlanması için yerel mahkemece muhtıra çıkartılmış olmasına rağmen, 7 günlük süre içerisinde harcın tamamlanmadığı belirlendiğinden; HUMK.nun 434.maddesi gereğince temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
2) Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararından sonra, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve mahkeme esasına kaydedildiği; ancak, 150.000 TL olarak belirtilen müddeabih miktarı üzerinden eksik harcın tamamlattırılmadığı anlaşılmaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanununun “Harcı ödenmeyen işlemler" başlığını taşıyan 32.maddesinde; Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; Harçlar Kanununun 16.maddesine göre , öncelikle dava konusu miktar (150.000 TL) üzerinden, nisbi peşin harcı ikmal ettirmek ve bundan sonra delilleri bu çerçevede değerlendirip tartışarak, sonucu dairesinde hüküm kurmak olmalıdır. Bu yön gözetilmeden, yazılı şekilde, davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.