Esas No: 2022/4670
Karar No: 2022/6399
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4670 Esas 2022/6399 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, davalının antreposuna boşaltılan at mamasının antrepoda kaldığını, antrepo ücretinin ödenmediğini ve takibin durduğunu, eşyanın çürümüş ve imha edildiğini ve imha işlemi için yapılan giderlerin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkeme, antrepo ücretinin ve imha giderlerinin davalı tarafından ödenmesi gerektiği kararını vermiştir. Temyize gidilmesi üzerine Yargıtay, davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazının reddine, birleşen dava hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kararına varmıştır. Kanun maddesi olarak ise, yargılamanın açıklığı ilkesi ve HUMK’nın 382 ve devamı maddeleri ile HMK’nın 294 vd. maddeleri zikredilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.06.2018 tarih ve 2017/810 E. - 2018/740 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davalıya ait 9 kap 4480 kg at maması emtiasının 19.03.2013 tarihinde müvekkilinin antreposuna boşaltıldığını, bu tarihten 07.11.2013 tarihine kadar emtianın müvekkilinin antreposunda kaldığını, antrepo ücretinin 10.827,00 Euro olduğunu, bu borca ilişkin kısmi ödemeler yapıldığını ancak bakiye 22.095,00 TL borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul 32. İcra Müdürlüğü'nün 2013/29210 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu, birleşen davada ise Erenköy Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen 07.11.2013 tarihli tespit ve tahakkuk belgesi ve İstanbul İl Gıda Müdürlüğü'nün 10.12.2013 tarihli raporu gereğince bu emtianın bozulma ve çürüme sonucu imha edildiğini imha işlemleri için yapılan giderler karşılığı 2.714.- TL fatura alacağının tahsili amacı ile davalı aleyhine İstanbul 23. İcra Müdürlüğü'nün 2014/5570 E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, asıl ve birleşen davada her iki takibe yönelik itirazın iptaline, takiplerin devamına ve alacakların %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkili ile davacı taraf arasında antrepo anlaşması olmadığını, davacı tarafın ücret tarifesinin de müvekkiline tebliğ edilmediğini, alınan antrepo hizmeti karşılığı 13.400.- TL ödeme yapıldığını, antrepodaki emtianın gümrükte kabul edilmeyince imha edildiğini, ancak davacının imhadan sonra dahi borç tahakkuk ettirdiğini, davacının talep ettiği ücretlerin piyasa rayiçlerinin çok üzerinde olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; antrepo ücretine konu eşyanın gerçek ağırlının 4.840 kg olarak kabulü halinde ve davalının yapmış olduğu ödemeler düşüldüğünde davalının davacıya 8.585,16 TL borcunun kaldığının tespit edildiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2013/29210 Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 8.585,16 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %11 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosya kapsamında sunulan davalı temyize cevap dilekçesinde, her ne kadar davanın reddi istenmiş ise de tarafın temyiz iradesinin bulunmadığı, temyiz harç ve masraflarını da yatırmadığı anlaşılmakla ortada davalı yanın usulüne uygun bir temyiz başvurusu bulunmadığı kanısına varıldığından bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin asıl davaya ilişkin bütün temyiz itirazları yerinde olmayıp mahkemece asıl davaya yönelik kurulan hükmün onanması gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazına gelince; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ve icrası kabil olarak kurulması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi zedelenmiş olacaktır.
Asıl dava ve asıl dava ile birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1395 sayılı dosyası hakkında mahkemece evvelce verilen hüküm taraflardan davalı vekilinin her iki davaya yönelik olarak temyizi üzerine Dairemizin 2016/1353-2017/2717 sayılı kararı ile sadece asıl dava bakımından bozulmuş, davalı vekilinin birleşen davaya ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Dairemizin mezkur kararında birleşen davaya ilişkin kararın onanmasına ilişkin bir unsur bulunmamaktadır. Bu durumda birleşen dava için verilen karar, bir tarafın kararı temyiz etmemesi, diğer tarafın ise temyiz itirazlarının tümüyle reddedilmiş olması için taraflar için müktesep hak oluşturmakta ise de mahkemece yeniden kurulan hükümde birleşen dava hakkında verilen karar bakımından oluşan usuli müktesep hakka işaret olunarak birleşen dava bakımından yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmekteyken mahkemece verilen kararda yalnızca asıl davaya ilişkin karar verilmesi yukarda değinilen açıklık ve hükmün icrasında tereddüt oluşturmaması gerekliliği açısından doğru olmayıp bozmayı gerektirmiş ise de anılan hatanın yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşılmakla hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyize cevap dilekçesi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazının tümüyle reddiyle asıl davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazının KABULÜ ile mahkemece verilen kararın hüküm kısmına “8- Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1395 esas sayılı dosya hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına” ibareleri eklenerek hükmün birleşen dava bakımından DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 37,90 TL harcın temyiz eden asıl dava yönünden-asıl davada davacıya iadesine, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.