Esas No: 2021/7068
Karar No: 2022/455
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/7068 Esas 2022/455 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/7068 E. , 2022/455 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...aleyhine 05/07/2019 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 06/02/2020 tarih ve 2020/İHK-3012 sayılı kararın davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; 08/06/2017 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın, davacının sürücüsü olduğu araçla çarpışması sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralanarak %21 oranında malul kaldığını, davalı tarafından 21/02/2018 tarihinde yapılan 34.344,00 TL ödemenin eksik olduğunu, yeniden yapılan başvurunun reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL geçici ve 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100,00 TL nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25/10/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 103.281,03 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacının %10 oranında malul kaldığını mutabakatname imzalayarak kabul ettiğini ve bu oran üzerinden hesaplanan tazminatın davacıya ödendiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu, kask takılmaması ve uygun kıyafet giyilmemesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 103.381,03 TL tazminatın 19/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazının reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik olmamasına, davacının kazadaki yaralanmasının niteliğine göre müterafik kusur indirimi yapılmayışında ve davaya konu edilen sürekli iş gücü kaybına ilişkin zararın efor kaybı tazminatı vasfı da dikkate alındığında davacının askerlik süresi içinde de aynı zararının devam edeceği gözetilerek, askerlik süresi için hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sürekli iş gücü kaybı tazminatının belirlenmesinde, davacının son gelir durumu ile birlikte muhtemel yaşam süresinin ve bu sürenin ne kadarında aktif çalışma hayatının devam edeceği, ne kadarında pasif döneme bulunacağının tespiti önem arz etmektedir. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu; sürekli iş gücü kaybı nedeniyle
tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşik içtihatlarındandır. Özel yasaları gereği çalışma süreleri ayrık olarak düzenlenenler dışında kalan kişiler yönünden, aktif-pasif devre ayrımı anılan şekilde yapılmakla birlikte; asker, polis gibi özel yasaları ile çalışma süreleri farklı belirlenen kişiler için sürelerin bu yasalardaki düzenlemelere göre belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda; hakem heyetinin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporunda davacı/başvuranın tazminata esas gelirinin asgari ücret olarak kabul edildiği, hesaplamanın 65 yaşa kadar aktif, 65 yaş sonrası pasif dönem ayrımı yapılarak tazminatın belirlendiği görülmektedir. Oysaki Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, davacının 60 yaşına kadar olan muhtemel yaşam süresinin aktif devre ve 60 yaşından sonraki muhtemel ömür süresinin pasif devre olarak belirlenmesinden sonra, pasif devre için AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu yönüyle rapor hatalı olup, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3)Gerçek zarar hesabı yapılırken tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosunun kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak kaza tarihinde 17 yaşında olan davacının TRH 2010 tablosuna göre muhtemel bakiye ömür süresi 56,87 yıl olduğu halde, raporda bakiye ömür süresinin kaç yıl kabul edildiği belirtilmemiş, 65 yaştan sonraki dönem için 45 yıl ertelemeli tam hayat annüitesi kullanıldığı belirtilmiş olup, bu yönüyle rapor denetime elverişli değildir.
Şu halde, davacının bakiye ömür süresi, aktif ve pasif dönem başlangıç bitiş tarihleri ve süreleri gösterilmek suretiyle (davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) tazminat hesabının yapılması için daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden denetime elverişli ek raporu alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
4) Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı, dolayısıyla bu müddet boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı açıktır. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ise davacı hakkında kaza tarihi olan 08/06/2017 ile 18 yaşını tamamladığı 10/07/2017 tarih aralığı yönünden geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup, bu dönemi kapsar şekilde hüküm kurulması isabetli olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.