22. Hukuk Dairesi 2016/9534 E. , 2016/13921 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, ödenmeyen sendika aidat alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı ... arasında toplu iş sözleşmeleri bağıtlandığını, davalıya bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazının davalıya tebliğ edildiğini, ancak mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanun"a göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı süresinde cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, 6356 sayılı Kanun"un 18. maddesi ile mülga mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
6356 sayılı Kanun"un 18. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.” Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de “Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca İşletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
Mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Bu genel açıklamalar ışığında davalının temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğinden taraflar arasında 16.07.2006 ilâ 15.07.2014 tarihleri arasında yürürlük süreli toplu iş sözleşmeleri bağıtlandığı, taraflar arasında imzalanan 05.10.2009 tarihli protokol ile 15.09.2009 tarihine kadar olan borç toplamının 47.600,00 TL olduğu hususunda tarafların mutabık kalarak ödeme takvimi oluşturulduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre de, protokol konusu borç miktarı ile birlikte ilaveten 1.980,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilerek 15.09.2009 ilâ dava tarihi arasındaki dönemin hesaplanarak 1.980,00 TL"nin mahsubu ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı tarafından protokol konusu 47.600,00 TL"lik tutara ilaveten 4.960,00 TL daha ödeme yapılmasına rağmen, sadece 1.980,00 TL"nin mahsubu hatalıdır.
3-İnceleme konusu davada, belediye kayıtları ve dönem bordroları ile hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesap, bazı aylardaki aidat tutarları itibariyle örtüşmemektedir. Mahkemece bu hususta gerekli araştırma yapılarak aradaki çelişki giderilmeli, denetime elverişli tespit yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.