
Esas No: 2021/7096
Karar No: 2022/465
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/7096 Esas 2022/465 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/7096 E. , 2022/465 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/04/2019 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerinin başvuruları üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine, davacının itirazının kabulü ile uyuşmazlık hakem heyetinin vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilmesine dair verilen 10/11/2019 tarih ve 2019/İHK-16413 sayılı kararın davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; 26/08/2013 tarihinde plakası belirlenemeyen minibüsün, davacının yolcu konumunda olduğu motosikletle çarpışması sonucu meydana gelen çift taraflı kazada davacının yaralanarak %10.2 oranında maluliyeti oluştuğunu, 120 gün geçici iş göremezlik ve 60 gün bakıcı ihtiyacı doğduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 15/08/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini toplam 68.995,28 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; kaza ile arazlar arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 63.737,56 TL sürekli iş göremezlik, 3.214,72 TL geçici iş göremezlik ve 2.043,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 68.995,28 TL tazminatın 15/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı taraf vekilleri itiraz yoluna başvurmuştur.
İtiraz Hakem Heyetince; davaya konu kazadan sonra başvuranın yoğun bakımda kalarak uzun süre tedavi görmesi nedeniyle kaza ile uğranılan bedeni zararlar arasında illiyet bağı bulunduğu, davacının ehliyeti olmayan sürücünün kullandığı motosiklete binmesinin meydana gelen zararda artışa neden olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmadığı gerekçesiyle davalının itirazlarının reddine karar verilmiş, davacının vekalet ücretine yönelik itirazı kabul edilerek UHH kararının vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Dava, trafik kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı vekilince dosyaya sunulan Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/01/2019 tarihli raporda, davacının akciğer kontüzyonu ve geçirilmiş hemotoraksa bağlı arızası nedeniyle sürekli maluliyet oranı %10.2 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken 03/08/2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin yaptığı atıf ve bu yönetmeliğin %60 ve üstü maluliyet için belirleme yapma esasını kabul etmesi nedeniyle 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki cetvellerin kullanılması, Dairemizin yerleşik uygulamalarıyla kabul edildiğinden, kullanılan cetvel bakımından rapor usule uygundur. Ancak davalı vekili, kaza ile başvuranın bedeni zararları arasında illiyet bağı bulunmadığını, raporla belirlenen maluliyete davaya konu kazanın sebebiyet vermediğini, davacının 21/05/2018 tarihinde geçirdiği bir başka kazadan kaynaklandığını savunmuştur. Davacının maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun belirlenmesi, sorumluluk açısından zorunludur. İtiraz Hakem Heyeti ise davacının kazadan sonra uzun süre yoğun bakımda kalıp tedavi gömesi nedeniyle illiyet bağının bulunduğu sonucuna varmıştır. Açıklanan nedenlerle maluliyet raporu açık ve denetime elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda, davacının tüm tedavi evrakları dosya arasına alındıktan sonra muayenesi de yapılarak, davacıya ait dosyada bulunan Şırnak Devlet Hastanesinin 19/12/2013 tarihli sağlık kurulu raporu ve 21/01/2019 tarihli rapor da irdelenmek suretiyle yukarıdaki açıklamalar ışığında maluliyet oranının tespiti için en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınarak, kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre kazadan sonra oluştuğu belirtilen akciğer kontüzyonu (nefes darlığı) rahatsızlığının kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği tespit edilerek, rapor tanziminin istenmesi ile oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3)Davalı vekili; davacının ehliyetsiz sürücü tarafından sevk ve idare edilen motosiklette yolcu olarak seyri sırasında gerçekleşen kazada kasksız olarak seyahat etmesi nedeniyle zararın artmasına neden olduğunu ileri sürerek, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş, Hakem Heyetince anılan savunmanın reddine karar verilmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi, belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, motosiklette yolcu konumunda olan davacının kaza tespit tutanağına göre kask durumunun belirsiz olduğu, yaralanmasının baş bölgesinde olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacının kafa bölgesinden yaralandığı anlaşılmakla Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, indirim yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
4)Somut olayda İtiraz Hakem Heyeti tarafından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 7.939,45 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.