Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN

Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada ....... Kadastro ve ..... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 22.12.2006 tarihinde, kadastro tespitine itiraz davası olarak açılmıştır.
Kadastro Mahkemesince, kadastro tutanaklarının askı ilânlarının 22.11.2006 ile 21.12.2006 tarihleri arasında yapıldığı ve davanın askı ilân süresinden sonra, 22.12.2006 tarihinde açılmış olması nedeniyle sulh hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu” belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş; karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesi önce 29.01.2010 tarih ... .... sayılı kararla, “çekişmeli taşınmazın değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Karar, temyiz üzerine Yargıtay 8. HD"nin 27.09.2011 tarih ... ... sayılı ilâmıyla, “davanın hisseye ilişkin olduğu ve dava konusu hisse değerine göre sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu” belirtilmek suretiyle bozulmuş ise de Sulh Hukuk Mahkemesince, bozma ilâmına uyulduğuna dair karar verilmeksizin, bu kez, “davanın 30 günlük askı ilân süresi içinde açıldığı ve kadastro mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
HMK"nın 23/2. maddesi gereğince kanun yolu incelemesi sonucu kesinleşen göreve ilişkin karar davaya ondan sonra bakan mahkemeyi bağlar ise de somut olayda, mahkemece bozma ilâmına uyulmadığı ve farklı gerekçeyle görevsizlik kararı verildiği için, bozma ilâmının mahkemeyi bağladığından söz edilemez.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/B maddesi uyarınca, 11. maddede yazılı 30 günlük askı ilân süresi içinde açılan davalarda, zaman bakımından kadastro mahkemeleri görevlidir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 161. (6100 sayılı HMK"nın 92. maddesi) maddesi uyarınca, “müddetler gün olarak tayin edilmiş ise, tebliğ edildiği gün” hesaba katılmaz. Somut olayda, kadastro tutanakları 22.11.2006 tarihinde askı ilânına çıkarıldığına göre, 30 günlük askı ilân süresinin, bu gün hesaba katılmaksızın hesaplanması gerekmektedir. Buna göre, 30 günlük askı ilân süresi 22.12.2006 tarihinde sona ermiştir. Tutanakların askıda bir gün eksik tutulması mahkemenin görevini etkilemez. Dava, 22.12.2006 tarihinde açıldığına göre, askı ilân süresi içinde açıldığı anlaşılan davada görevli mahkeme, 3402 sayılı Kanunun 26/B maddesi uyarınca, kadastro mahkemesidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.