Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/15090
Karar No: 2022/328
Karar Tarihi: 13.01.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15090 Esas 2022/328 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/15090 E.  ,  2022/328 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın başvuru karşı taraf (davalı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Başvuru sahipleri (davacılar) vekili, davacıların murisinin dava dışı bankadan kredi kullandığını, kredinin teminatı amacı ile davalı ile muris arasında hayat sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde vefat ettiğini açıklayıp poliçe teminat bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Karşı taraf (davalı) vekili, talebin teminat dışından kaldığını ileri sürerek talebin reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun usulden reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacılar vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacılar vekilinin itirazın kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılarak davanın kabulü ile 124.680,77 TL’nin tahsiline karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacılar vekili muris ile davalı arasında hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçelerin yenileme şeklinde devam ettirildiğini, murisin teminat süresi içind eöldüğünü açıklayıp poliçe teminat bedelinin tahsiline karar verilmeisni talep etmiş, davalı vekili, murisin kendisinde var olan ve bildiği kanser hatsalığının bildirilmediği, doğru beyan yükümlülüğüne uyulmadığından talebin teminat dışınd akaldığını savunmuş, itiraz hakem heyetince, davaya konu poliçe tanziminden ayrı olarak murisin yine bankadan kredi kullandığı ve bu krediler iççin poliçe tanzim edilmediği, dolayısı ile davalının da murisin kanser hastalığından haberdar olduğu, davalının sözleşmeden cayma hakkını kullanmayarak sözleşmeyi devam ettirdiği gerekçesi ile davacıların itirazının kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılarak davanın kabulü yönünde karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Davacıların murisi tarafından kullanılan kredi sonrası, davalı ile sigortalı muris arasında 21/12/2018 başlangıç, 20/12/2019 bitiş tarihli 124.680,77 TL bedelli hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiştir. poliçenin düzenlendiği tarihte, murise yöneltilen “Halen tedavisi
    devam eden veya sona eren kanser hastalığınız ya da kanser hastalığına ilişkin tespit edilen bir bulgunuz var mı”? sorusuna “HAYIR" cevabını işaretleyerek imzaladığı anlaşılmaktadır.
    Murise, poliçe tanziminden önce 26/12/2016 tarihinde akciğer kanseri tanısı konduğu da çekişmesizdir. Muris, 24/02/2019 tarihinde poliçe vade süresi içinde vefat etmiştir.
    Riziko tarihi/ölüm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda beyan yükümlülüğü, kapsamı ve sonuçları 1435,1436,1437 ve 1439/2 maddelerinde düzenlenmiştir.
    Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise Beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder’ şeklindedir.
    Bu düzenlemeler kapsamında; sigorta sözleşmelerinde beyan yükümlülüğü sigortalı/sigorta ettirene getirilen bir mükellefiyettir.
    Hayat sigortaları vefat riskinin üstlenildiği sözleşmeler olup, riske yönelik değerlendirmeler akdin kurulup kurulmamasına da etki eden en önemli unsurdur. Bu bağlamda sorulara verilen cevapların doğruluğu akdin kuruluşuna esas teşkil etmektedir.
    Hakem heyetince, poliçe tanzimi sırasında murise yöneltilen başvuru formunun matbu olduğu, bu nedenle matbu başvuru formunun murisin özgür irade ürünü olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de riziko tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TTK'nın 1435. maddesi uyarınca, sigortalının, sigortacı tarafından kendisine soru formu yöneltilmese de sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğuna ilişkin düzenleme karşısında anılan gerekçe yasaya uygun düşmemektedir.
    Poliçe tanzimi sırasında yürürlükte olan TTK'nın hükümlerine göre de sigorta ettiren, mukavele yapılırken, sigortacının hakiki vaziyetleri bildiği takdirde mukaveleyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını mücip olacak bütün hususları sigortacıya bildirmeye mecburdur. Sigorta ettiren kimse sorulduğu halde susmuş veya noksan yahut hakikata muhalif beyanlarda bulunmuş ise hakikata vakıf olmıyan sigortacı mukaveleden cayabilir; şu kadar ki; sigortacı hakikatı öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde cayma hakkını kullanmamış ise bu hak düşer. Sigorta ettiren kimsenin kötü niyeti anlaşıldığı takdirde sigortacı prime hak kazanır. Sigorta mukavelesinin yapılması sırasında sigorta ettirene doldurması teklif olunan listede yazılı sorular dışında hiçbir mesuliyet tevaccüh etmez. Buna göre, poliçe tanzimi sırasında kendisine sorulan sorulara murisin doğru cevap verme yükümlüğü vardır.
    Murisin 26/12/2016 tarihinde akciğer kanseri teşhisi konulduğu, kanser tedavisi gördüğü sabittir. Poliçe tanzimi sırasında bu denli ağır bir hastalığı varken bu hususun sigortalı muris tarafından sigortacıya bildirilmemesi murisin kasıtlı olarak doğru beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği göstermektedir. Poliçe tanzimi sırasında muris sağlığı ile ilgili
    beyan formuna imzası ile cevap vermiştir. Sözleşmeler karşılıklı özgür irade ürünü ile kurulmakta olup murisin bu denli ağır hastalığını bildirmediği gözetildiğinde murisin kasıtlı olarak beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan hakem heyetince, murisin kullandığı diğer iki kredi borcu için hayat sigorta poliçesinin düzenlenmemesi hususu davalı sigorta şirketinin murisin hastalığını bildiği şeklinde kabulü de usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Muris tarafından kullanılan diğer iki kredi için poliçe düzenlenmemesi hususu davalı sigorta şirketinin murisin kanser hastalığını bildiğini ispatlamaya ve kabule yeterli değildir. Kaldı ki davalı sigorta şirketinin murisin hastalığını bildiği kesin delille ispatlansa dahi bu hususun her iki tarafın da kusurlu olduğunun kabulünü gerektirecek bir husus olduğu kabul edilerek tazminattan kusur oranında indirim yapılmasını gerektirecektir.
    Tüm bu açıklamalar karşısında, poliçenin tanzimi sırasında yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK uyarınca kendisine yöneltilen soru formunda kanser hastalığını bildirmeyerek; riziko/ölüm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TTK uyarınca sigortacı tarafından sorulmasa da kendisinde var olan ağır hastalığın kanser hastalığının muris tarafından bildirilmeyerek doğru beyan yükümlülüğünün kasıtlı olarak ihlali nedeni ile açılan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi