17. Ceza Dairesi 2015/4186 E. , 2015/1790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık ..."in temyiz talebinin incelenmesinde;
Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19.4.2010 tarih 2008/145 Esas ve 2010/278 Karar sayılı kararının son oturumda hazır bulunmayan sanık adına, savunması alınırken bildirdiği adrese tebliğe çıkarıldığı, bildirilen adreste aynı çatı altında mukim olan babası imzasına 13.5.2010 tarihinde tebliğ edildiği, UYAP sorgulamasında tebliğ tarihi itibariyle sanığın tutuklu-hükümlü kaydının bulunmadığı, böylelikle yapılan tebligatın yöntemine uygun olduğu, ancak sanığın, CMUK"un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 30.12.2011 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin aynı yasanın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık ... ve ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında atılı hırsızlık suçundan açılan kamu davasının 23.3.2009 tarih 2009/203 karar sayılı karar ile yaşı büyük sanıkların yargılamaları ile birleştirilmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, 5395 sayılı Yasa"nın 17/3. maddesi gereğince davaların birlikte yürütülmesinde mahkemelerin uygun bulması şartıyla yargılamanın her aşamasında birleştirme kararı verilebileceği, birleştirilen davaların genel mahkemelerde görüleceği, 5271 sayılı CMK"nın 185. maddesine uyarınca onsekiz yaşını doldurmamış sanıkların duruşmalarının kapalı yapılacağı ve hükmün de kapalı duruşmada açıklanacağı anlaşılmakla, 6.11.2009 tarihli oturum hariç olmak üzere karar oturumunun da dahil olduğu bütün oturumların kapalı yerine açık yapılması hükmün dahi açık oturumda tefhim edilmesi giderilmesi ve tekrarlanması olanağı bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Sanık ... hakkında TCK"nın 116/1 ve 119/1-c maddeleri uyarınca dava zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı hırsızlık suçunun suça sürüklenen çocuk ..., atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının sanık ..., atılı hırsızlık suçunun sanık ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre; suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dava açılmadığı halde ek savunma ile dava konusu dışına çıkılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
2-T.C. Anayasasının 141, 1412 sayılı CMUK"nun 32, 260, 308/7. maddeleri (5271 sayılı CMK"nın 34/1, 223/2, 230/2, 289/1-9. maddeleri) uyarınca mahkeme kararlarının; Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için gerekçe bölümünde mevcut delillerin irdelenmesi ve kanıtlarla sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği, hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususların Kanunda tahdidi ve emredici şekilde belirtildiği, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların" da bu kapsamda hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken zorunlu hususlardan olduğu, 5237 TCK"nın 50, 51 ve 62. maddelerindeki hukuksal olgu ve kurumların, farklı amaç ve koşullara tabi olup, uygulanıp uygulamama değerlendirmesinin de farklı gerekçelere dayandığı, bu halde bu kurumların fail hakkında uygulanıp uygulanmamasında her bir madde için çelişkiye de neden olmama kaydı ile ayrı, somut, denetime elverişli, tatminkar ve ikna edici gerekçelere dayanmasının yasal zorunluluk olduğu gözetilmeden, suç tarihi itibariyle sabıkasız olan ve bütün aşamalarda atılı suçu kabul eden ve duruşma tutanaklarına her hangi bir olumsuz davranışı da yansıtılmayan sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulurken, yargılama aşamasındaki “iyi halleri” gözetilerek haklarında TCK"nın 62. maddesine mümas takdiri indirim maddesinin uygulanmasına karar verildiği halde, bu kez çelişkiye neden olacak şekilde “suçu işledikten sonra yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak” şeklindeki gerekçe ile TCK"nın 51. maddesinin uygulanmamasına hükmedilmek suretiyle çelişki meydana getirilmesi,
3-Suç tarihi itibariyle sabıkasız olan ve bütün aşamalarda atılı suçu kabul eden ve duruşma tutanaklarına her hangi bir olumsuz davranışı da yansıtılmayan sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; şikayetçi olmayan mağdurun zararının kollukça giderilmiş olduğu da değerlendirilip denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde tartışılarak, anılan Kanun maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, “suç işlemekten çekinecekleri yönünde kanaat gelmediğinden” biçiminde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile sanıklar ... ve ..."nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 05.05.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.