Yüksek Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkında Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2009 tarihli ve 2007/274 esas, 2009/106 karar sayılı kararını takiben sanığın yükümlülüklerine uymadığı gerekçesiyle dosyasının Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce kapatılarak iade edilmesi üzerine sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine dair, temyiz edilmeden kesinleşen Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03/02/2011 tarihli ve 2007/274 esas, 2009/106 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık hakkında 29.06.2007 tarihli eylemi nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2009 tarihli ve 2007/274 esas, 2009/106 karar sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2-Kilis A3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan tutuklu olarak bulunan sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri programına başlandığı, UYAP kayıtlarına göre 22.10.2009 tarihinde ceza infaz kurumundan çıkış yapan sanığa 16.12.2009 tarihli uyarılı davetiyenin 29.12.2009 tarihinde bizzat tebliğ edilmesine karşın müracaat etmemesi üzerine dosyasının kapatıldığı,
3-Yapılan yargılama sonucunda Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi 03.02.2011 tarihli, 2007/274 esas, 2009/106 karar sayılı ek kararı ile sonradan alınan raporlarda madde kullandığı belirtilmiş ise de, suç tarihinde sanığın uyuşturucu madde kullandığının tespitinin ne şekilde yapıldığı anlaşılamadığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verildiği,
4-Kanun yararına bozma talebi ekinde gelen Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; sanık hakkında 04.05.2009 tarihli başka bir eylemi nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturu madde bulundurma suçu kapsamında kaldığı kanaatiyle sanık hakkında 22.10.2009 tarihli kararla tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiği, yükümlülüklerine uymayan sanık hakkında 07.05.2010 tarihli kararla TCK’nın 191/1, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.11.2017 tarihli ilamı ile 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi amacıyla kararın bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın 04.05.2009 tarihli eylemini Kilis (Kapatılan ) Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/274 esas, 2009/106 karar sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediği gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
B)Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2009 tarihli ve 2007/274 esas, 2009/106 sayılı kararını müteakip, Kilis Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 11/01/2010 tarihli ve 2009/113 DS sayılı kararı ile sanığın süresi içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığından bahisle dosyanın kapatılarak iade edildiği, Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın suç tarihinde uyuşturucu madde kullandığının tespitinin ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığı gerekçesiyle beraatine dair Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03/02/2011 tarihli ve 2007/274 esas, 2009/106 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın 29/06/2007 tarihli eylemi ile uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği ve Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 14/01/2009 tarihli adli raporunda uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiği, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2009 tarihli kararını takiben Kilis Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 11/01/2010 tarihli ve 2009/113 DS sayılı kararı ile sanığın süresi içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığından bahisle dosyanın kapatılarak iade edilmesi üzerine mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, sanığın suç tarihinde uyuşturucu madde kullandığının tespitinin ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığı, suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraatine karar verilmiş ise de; sanığın uyuşturucu madde kullandığının sabit olduğu, ayrıca uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan sanık hakkında Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2009 tarihli ve 2009/317 soruşturma, 2009/908 esas, 2009/82 numaralı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2018 tarihli kararı ile sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçunu oluşturduğunun kabul edildiği, sanığın bu suçu önceki verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazı sırasında işlediği gerekçesiyle, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca davanın düşmesine ve ihlal nedeni ile Kilis Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/274 esas sayılı dosyasına ihbarda bulunulmuş olması karşısında, ihbar üzerine Kilis Sulh Ceza Mahkemesince sanık hakkında davaya devam olunarak sonucuna göre karar vermesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 08/04/2019 gün ve 94660652-105-79-16754-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.’’ denilerek, Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03.02.2011 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
C)Konunun Değerlendirilmesi:
29.06.2007 tarihinde kollukça alınan ifadesinde, iki yıldan beri eroin kullandığını, operasyon kapsamında yakalanan Mustafa Yılmaz, Ökkeş Göçer ve Mehmet Salih Urfalıoğlu isimli kişilerden para karşılığında uyuşturucu madde alarak kullandığını beyan etmesi üzerine sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dava açıldığı, yargılama aşamasında 14.01.2009 tarihinde alınan raporda 08.01.2009 tarihli idrar tahlilinde opoid(eroin) tespit edildiği ve sanığın 26.12.2007 olan suç tarihi ve öncesinde uyuşturucu madde kullandığı belirtilmiş ise de, suç tarihinde üzerinde her hangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen sanığın iddianame düzenlenip hukuki kesinti oluşmadan önce uyuşturucu madde kullandığının da tıbbi yöntemlerle belirlenemediği gibi sanığın soyut beyanı dışında delil bulunmadığı, sanık hakkında iddianame düzenlenmesinden sonra 14.01.2009 tarihinde alınan raporda uyuşturucu madde kullanımı tespit edilmiş ise de bu tespitin başka bir soruşturmaya konu edilebileceği; ayrıca sanığın 29.06.2007 tarihli eylemi ile ilgili olarak 03.07.2007 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, sanığın sorgusunun ise 14.12.2007 tarihinde yapıldığı, zamanaşımını kesen başka bir nedenin de bulunmadığı nazara alındığında, zamanaşımını kesen son işlem olan sorgu tarihinden itibaren TCK’nın 66/1-e, 67/2 maddeleri uyarınca belirlenen sekiz yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu anlaşılmakla kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden istemin reddine karar vermek gerekmiştir
D)Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Kilis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03.02.2011 tarih, 2007/274 esas, 2009/106 karar sayı ile verilen beraat kararına yönelik yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE; dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 28.11.2019. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.