3. Hukuk Dairesi 2013/5405 E. , 2013/8477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin, davalının maliki olduğu dava konusu taşınmazı 14.10.2004 tarihinde 26.500 GBP bedelle satın aldıklarını, akabinde 35.000 GBP"nin üzerinde masraf yaparak taşınmazı restore ettiklerini, bir süre sonra taşınmazın bulunduğu alanın yabancı uyruklu şahısların mülk edinmelerine kapalı olduğunu bu nedenle taşınmazın hiçbir zaman adlarına tescil edilemeyeceğini öğrendiklerini belirterek; satış bedelinin, restorasyon giderlerinin ve restorasyon sonucu taşınmazda oluşan katma değerin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkinin "satış" değil "kira" ilişkisi olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur. İsticvap yolu ile beyanı alınan davalı asil; dava konusu evi 2004 yılında 50.000,00 TL karşılığında 20 yıllığına davacılara kiraya verdiğini, davacıların o tarihten bu yana dava konusu evde oturduklarını, 2008 yılında bu evi satın almak istediklerini kendisine bildirdiklerini, talebi kabul etmediğini, o tarihten sonra her yıl avukatları vasıtası ile satın alma taleplerini tarafına iletmeye devam ettiklerini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; harici satım iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiği, davacıların iddialarını ispatlayamadıkları, kendi kullanımları için eve yaptıkları masrafları talep etme haklarının da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödendiği iddia olunan satış parasının iadesi ve taşınmaza yapılan masrafların tazmini istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında kurulan akdi ilişkinin niteliğine ilişkin olup, davacıların dava konusu evi dava tarihi itibariyle kullandıkları konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı tarafın hali hazırda kullandıkları ev için yaptıkları masrafları talep etme hakları bulunmadığından, mahkemece; masraflara ilişkin talebin reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Diğer taraftan; Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Bu bağlamda; ileri sürdüğü olaylardan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayları kanıtlamalıdır.
Davacı taraf, tapulu taşınmazı harici sözleşme ile satın aldığını ve satış parasını ödediğini iddia ettiğine; davalı taraf da satış sözleşmesinin varlığını inkar ederek aradaki sözleşmenin kira olduğunu savunduğuna göre öncelikle davacı tarafın satış sözleşmesinin varlığını ve ödeme iddiasını yasal delillerle kanıtlaması gerekir.
Dosya içeriğinden; davacı tarafın iddialarını yazılı delillerle kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; davacı tarafın dava dilekçesinde "...ve sair deliller" demek suretiyle yemin deliline dayandığının kabulü ile davacı tarafa, davalıya yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.