16. Hukuk Dairesi 2014/21494 E. , 2015/12814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 5 parsel sayılı 11.747,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazndırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mirasçıları tespit edilmeyen ölü ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ... mirasçılarından ... ve ..."nün miras hisselerini diğer mirasçılardan ...ve ..."e sattığı kabul edilmek ve bu paylar da gözetilmek suretiyle taşınmazın, ... ve ... haricindeki diğer ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli 144 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dedesi olan müşterek murisleri ..."dan intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla dava açmıştır. Davalı ... mirasçıları ise, çekişmeli taşınmazın 814 nolu vergi kaydının kapsamında kaldığını, daha önce ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/342 Esas, 2005/57 Karar sayılı dosyasında davacı ... ve kardeşleri tarafından anneleri .... aleyhine aynı taşınmaza ilişkin olarak açılan davanın lehlerine sonuçlandığını iddia etmişlerdir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın müşterek muris ..."dan kaldığı ve murisin terekesinin taksim edilmediği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece davalı tarafın dayandığı vergi kaydı getirilip uygulanmadığı gibi taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kim tarafından kullanıldığı hususlarındaki yerel bilirkişi ve tanık beyanları da yetersiz ve soyut içeriklidir. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında davalı tarafın dayandığı vergi kaydı sınırları tek tek okunup sınırlarının mahalli bilirkişi ve tanıklardan zeminde gösterilmesi istenilmeli, kayda kapsam tayin edilirken bilirkişilerce gösterilemeyen hudutlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanarak, teknik bilirkişiye uygulanan vergi kaydının kapsamını belirtir, sınırları tam olarak harita üzerinde gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, ayrıca keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ne sebeplerle geçtiği, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi, taşınmaz müşterek muristen geliyorsa murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise her bir mirasçıya neresinin düştüğünü belirlemek yönünden gerekli hususlar da sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisinden kaldığının anlaşılması halinde davalı taraf ....i Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/342 Esas, 2005/57 Karar sayılı dosyasına dayandığına göre bu dosyada davalılar ile davacıların murisi ..."in bağlayıcı nitelikte beyanları olup olmadığı üzerinde durulmalı, kararın kapsamının tarafları ne şekilde bağladığı belirlenmeli, ayrıca davalı tarafın cevap dilekçesinde davacılar adına tescil edildiği belirtilen taşınmazların ada/parsel numaraları davacılardan sorularak taksimin var olup olmadığı hususunda da değerlendirme yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.