3. Hukuk Dairesi 2013/6142 E. , 2013/8543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davalı olan kız tarafının haksız yere nişanı bozduğunu beyan ederek, nişan hediyelerinin iadesi ile, 5.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise, açmış olduğu karşılık dava ile, nişanın davacının haksız hareketleri sonucu bozulduğunu, davacı nişanlının kendisini sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini beyan ederek, nişan hediyelerinin iadesi ile, 10.000 TL. manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden, 7.240 TL tutarındaki nişan hediyelerinin iadesine, sair taleplerin reddine, karşılık dava yönünden ise, maddi tazminat talebinin reddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın davacıdan (karşılık davalı) tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK"nun 121.maddesine göre, nişanın bozulmasından kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan (nişanlıdan) manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda
manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin taktirindedir. Ne var ki, takdire bağlılık keyfilik demek değildir. Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkı Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır. Manevî tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevî huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bu para bir ceza olmadığı gibi hükmedilecek manevî tazminatla malvarlığı zararlarının karşılanması da amaçlanmadığından tazminat miktarının, onun amacına göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle takdir edilecek miktar, elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Belirtilen değerlendirme ile manevi tazminatın az yukarıda açıklanan amaçları gözetildiğinde hükmedilen manevî tazminatın yüksek olduğu kuşkusuzdur.
Somut olayda, nişanın davacının (karşılık davalı) kusurulu hareketi neticesi haksız yere bozulması nedeniyle davalı (karşılık davacı) lehine 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Ancak; olay tarihi, olayın oluş biçimi, özellikleri, ekonomik olgular ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde mahkemece davalı (karşılık davacı) lehine takdir olunan 5.000,00 TL. manevi tazminat miktarı fazladır.
Bu bağlamda; mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, davalı lehine hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda manevi tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.