9. Hukuk Dairesi 2021/2580 E. , 2021/9633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü::
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde teknik birimde atölyede teknik personel kadrolu işçi olarak çalıştığını, Türkiye Sağlık işçileri Sendikasına üye olduğunu, sendika ile davalı Bakanlığın üyesi olduğu TÜHİS arasında imzalanan toplu iş sözleşmeleri bulunduğunu ve toplu iş sözleşmesinin hizmet zammı başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasında yer aldığı şekliyle teknik personel olduğundan emsali memura ödenen hizmet zammı kadar ödeme yapılması gerekirken, ikici fıkra uygulanarak ödeme yapıldığından aradaki farkın ödenmesi gerektiğini, daha önce açtıkları dava ile 31.12.2014 tarihine kadar olan hizmet farklarının hüküm altına alındığını, iş bu dava ile 01.01.2015 tarihinden itibaren talepte bulunduklarını iddia ederek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hizmet zammı farkının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tüm hak ve alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının toplu iş sözleşmesinin hizmet zammı başlıklı 36. maddeye göre talepte bulunduğu, davacının öncesinde ikame ettiği davanın Yargıtay tarafından onanmakla teknik personel olduğunun sabit olduğu, 2011 Şubat ile 2014 Aralık ayları arasındaki hizmet zammı alacağı davası kabul edilerek kesinleştiği, emsal çalışan memurun maaş bordroları ve özlük dosyasına göre hesaplama yapılıp davacıya yapılan ödemenin mahsup edilerek net alacağın hesaplandığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, seri olarak açılan dosya sayısı nazara alındığında vekalet ücreti takdirinde hata bulunmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşıldığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak davalı Bakanlığın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında, davacıya işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hizmet zammı alacak farklarının ödenip ödenmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davalı işyerinde uygulanmakta olan 2015-2016 ve 2017-2018 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmelerinin davaya konu hizmet zammı başlıklı 36. maddesinde ,
“ Bu toplu iş sözleşmesinin kapsamında bulunan teknik elemanlara kariyerlerinin karşılığı emsali memur personele ödenen iş güçlüğü, iş riski, temininde güçlük zammı ve özel hizmet zammı tutarı, hizmet zammı olarak ödenir.
Bu toplu iş sözleşmesinin kapsamında bulunan teknik elemanlar dışındaki işçilere; hiçbir ödemeyi etkilememek kaydıyla her ay çıplak ücretlerinin % 13’lük tutarı hizmet zammı olarak ödenir. ” hükmü yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı daha önce açmış olduğu dava ile 15.01.2011-31.12.2014 tarihleri arasında teknik serviste demir atölyesinde çalışmış olduğunu tespit ettirmiş ve bu dönem aralığına ilişkin hizmet zammı fark alacaklarını hüküm altına aldırmış ve anılan karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanmak sureti ile kesinleşmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince gerekçe kısmında her ne karar davacının öncesinde ikame ettiği ve Yargıtay tarafından onanan davası ile teknik personel olduğunun sabit olduğu belirtilmiş ise de davacının daha önce açmış olduğu dava ile 31.12.2014 tarihine kadar bir tespit yapılmıştır. Ancak dosya içerisinde yer alan davalı Bakanlık tarafından dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelere göre 01.01.2015 tarihinden dava tarihi olan 09.12.2019 tarihine kadar olan aralıkta da davacının teknik personel olarak çalıştığı anlaşıldığından Toplu İş Sözleşmesinin 36. maddesinin 1. fıkrasına göre hizmet zammını almaya hak kazandığının tespiti doğru olmuştur.
Davacı 01.01.2015 tarihinden itibaren hizmet zammı fark alacaklarının ödenmediğini, Toplu İş Sözleşmesinin 36. maddesinin 1. fıkrasına göre ödeme yapılması gerekirken 2.fıkrasına göre ödeme yapıldığını iddia etmiş olup, davalı Bakanlık ise 15.10.2019 tarihinden itibaren emsali memura ödenen hakların davacıya ödendiğini, aradaki farkların ödemesinin yapıldığını savunmuştur. Dosya içerisinde buna ilişkin ödeme belgeleri yer almadığından Dairemizce eksiklik talebi yazısı ile davalı Bakanlıktan bahsi geçen ödemeye ilişkin varsa ödeme belgeleri istenmiş olup Bakanlık tarafından dosyaya bir kısım ücret bordroları ile ödeme emri belgeleri ve maaş ödemelerine ilişin banka listeleri sunulmuştur.
Dosyaya ibraz edilen belgeler incelendiğinde hükme esas bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, yetersiz olduğu ve mahkemece de eksik inceleme yapılarak sonuca gidildiği görülmüştür. Şöyle ki davalı yanca emsali memura göre ödenmesi gereken fark alacakların 15.10.2019 tarihinden itibaren ödendiği savunulmuş ve bordrolarda yer alan hizmet zammı tahakkukları incelendiğinde son bir yılda davacıya Ekim 2019’a kadar 500,00 TL ile 590,00 TL civarında hizmet zammı tahakkuk ettirilmiş iken Ekim 2019’dan itibaren bordrolarda yer alan hizmet zammı tahakkuklarının bu miktarların çok üzerine çıktığı ayrıca bilirkişi raporunda da hatalı hesaplamalar yapıldığı görülmüştür. Örneğin hükme esas alınan bilirkişi raporunda Kasım 2019 bordrosunda davacıya ödenen hizmet zammı miktarının 591,91 TL olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış ise de bordro içeriğine göre adı geçen ayda davacıya 1.006,69 TL hizmet zammı tahakkuku yapıldığı görülmüş, yine bilirkişice 2019 Aralık ayında dava tarihi itibari ile kıstelyevm hesabına göre 9 günlük 177,57 TL tutarında hizmet zammının davacıya ödendiği belirtilmiş ise de ilgili bordroda 17 günlük tahakkuk miktarının 863,06 TL olduğu görülmüştür. Bu itibarla öncelikle bordrolarda davacıya ödenen hizmet zammı miktarları ile emsali memura ödenmesi gereken hizmet zammı miktarları denetime elverişli olacak şekilde her ay bordrolarda yer alan miktarlar tespit edilerek fark alacaklar doğru bir şekilde hesaplanmalı, ayrıca Ekim 2019’dan itibaren fark hizmet zammı alacaklarının ödendiği savunması karşısında Ekim 2019 sonrasında bordrolarda tahakkuk edilen hizmet zammı miktarlarının tümünün ilgili aya mı ilişkin olduğu yoksa belli bir miktarının 01.01.2015-09.12.2019 tarihleri arasında davacının hak kazanıp ta ödenmeyen fark alacaklarına mahsuben mi yapıldığı konusunda da araştırma ve hesaplama yapılarak davacının ödenmeyen hizmet zammı fark alacaklarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ile hüküm kurmak gerekirken mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan ve hatalı bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.