20. Hukuk Dairesi 2015/13300 E. , 2015/11209 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 2 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı ... ... mirasçıları vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Yörede 1990 yılında yapılan kadastro sırasında H... köyü 102 ada 105 parsel sayılı 4800 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 102 ada 19 sayılı parsele uygulanan 1938 tarih ve 433 sayılı vergi kaydının miktar fazlası olarak tarla vasfıyla 109 ada 38 parsel sayılı 2523 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 27 sayılı parsele uygulanan 1938 tarih ve 520 sayılı vergi kaydının miktar fazlası olarak tarla vafıyla, 107 ada 79 parsel sayılı 1442 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 107 da 41 sayılı parsele uygulanan 1938 tarih ve 497 sayılı vergi kaydının miktar fazlası olarak tarla vasfıyla Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ..., taşınmazların uzun yıllardır zilyetliğinde olduğunu, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının lehine oluştuğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 107 ada 79 ve 109 ada 38 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan davaların kabulü ile bu parsellere ilişkin davalı adına olan tapu kayıtlarının iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 102 ada 105 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin ... sayılı ilâmıyla, [3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3 maddesinde “...bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz..." hükümlerine yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında temyize konu davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığı, dava açma süresinin çoktan geçtiği anlaşılmaktadır. Genel arazi kadastrosu kesinleştiğine göre artık çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının, tahdit içinde kalıp kalmadığının tartışma konusu yapılmasına olanak yoktur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu tasfiye amacı güder. Genel arazi kadastro sınırlandırma işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler, hak düşürücü sürelerdir. Kadastro Kanunundaki hakdüşürücü sürenin kabulünde amaç kamu düzenini korumaktır. Hakdüşürücü süre ile mülkiyet hakkı değil hak arama özgürlüğü belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu sürelerin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmeleri nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun mahkemece kendiliğinden gözetilmeleri gerekir. Hal böyle iken davanın, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen hakdüşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gereğine değinilerek davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA] karar verilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır.
Davacı ... ... mirasçıları vekili karar düzeltme dilekçesinde; dava dilekçesinin ve mahkemeye başvuru ve harç tarihinin 26.10.2000 tarihi olduğunu, 1989 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucunda tutanağın 26.10.1990 tarihinde kesinleştirilerek çekişmeli taşınmazın ... adına tescil edildiğini, davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde 10 yıl sonra aynı güne gelen günde açıldığını, tutanakların askı ilânına ve kesinleşme gününe göre davanın son gün süresinde açıldığını mahkemenin dahi bu olguyu kabul ettiğini dairenin bu yöndeki değerlendirmesinin maddi hatadan kaynaklandığını, ileri sürerek dairenin bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasını istemiştir.
Karar düzeltme dilekçesinin incelenmesinde; çekişmeli taşınmazların bulunduğu .... köyünde genel arazi kadastrosu 3402 sayılı Kanuna göre 1989 yılı içerisinde yapılarak sonuçlandırılmış, tutanaklar aynı Kanunun 11. maddesine göre 26.09.1990 - 25.10.1990 tarihleri arasında 30 gün sureyle ilân edilerek 26.10.1990 tarihinde kesinleştirilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinde; mahkemeye başvuru ve harç tarihinin 26.10.2000 tarihi olduğu, Başvuru tarihinde 2.080.000.-TL, 1/4 oranında nisbi başvuru harcı alındığı, daha bu harcın 01.02.2001 tarihinde 7.425.000.- TL daha tahsil edilmek suretiyle keşifte belirlenen değere göre tamamlatıldığı, 1989 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucunda tutanağın 26.10.1990 tarihinde kesinleştirilerek çekişmeli taşınmazın .. adına tescil edildiğini, davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde on yıl sonra aynı güne gelen son günde açıldığı, tutanakların askı ilânına ve kesinleşme gününe göre davanın son gün süresinde açıldığını mahkemenin dahi kabulünde olduğu, dairenin bu yöndeki değerlendirmesinin maddi yanılgıdan kaynaklandığı anlaşılmakla;
Dairenin 26/05/2015 gün ve .....- ... .. sayılı bozma ilâmının kaldırılarak davalı ... vekilinin 107 ada 79 sayılı parsel ile 109 ada 38 sayılı parsellere yönelik temyizi dikkate alınarak yeniden yapılan temyiz incelemesi sonunda; davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı ve resmî belgelere göre yapılan incelemede çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlik koşullarının da gerçek kişiler yararına oluştuğu anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Dairenin 26/05/2015 gün ve .... E. ... K. sayılı bozma ilâmının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi (fen, ziraat ve orman bilirkişiler kurulu) tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan yerel mahkemenin 24.06.2014 gün ve ... E. ...K. sayılı hükmünün ONANMASINA 16/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.