3. Hukuk Dairesi 2017/12657 E. , 2017/10405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen direnme hükmünün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait elektrik direğindeki bakımsızlık ve arıza nedeniyle çıkan yangın sonucu, hayvanlarını beslemek amacıyla topladığı samanlarının yandığını, durumun uzman bilirkişi heyetiyle tespit edildiğini, yapılan tespitte zarar miktarının 9.900TL olarak hesaplandığını belirterek, 9.900TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, meydana gelen olayda herhangi bir kusuru bulunmadığını, gerek yanan saman miktarını, gerekse tespit olunan ve talep edilen bedeli kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 15.01.2013 tarih ve 2012/22077 esas, 2013/201 karar sayılı kararı ile; "...Ancak, zararın miktarını belirleme açısından mahkemece mahallinde keşif yapılmadan, davadan önce davacının yaptırdığı tespit sonucu alınan ve davalı tarafından itiraza uğrayan bilirkişi raporunda açıklanan 50 ton saman bedeli 9.900 TL tazminata karar verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; mahallinde keşif yapılarak, davacının ektiği ve samanını topladığı alanın m² olarak ne kadar olduğu, bu yerden ne kadar saman elde edileceği belirlendikten sonra bu miktardan istihsal masraflarının çıkarılarak elde edilen sonuca göre ve ayrıca BK.nun 43.maddesi (6098 sayılı TBK.nun 51.maddesi) gereğince durumun gereği ve kusurun ağırlığı gözönünde bulundurularak uygun bir indirim yapılması gerekip gerekmediği tartışılarak hüküm kurulması gerekirken, yeterli inceleme yapılmadan itiraza uğrayan tespit raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile 8.910 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine bu kez Dairemizin 16.09.2015 tarih ve 2015/11725 esas, 2015/14279 karar sayılı kararı ile; "...O halde; yalnızca davacının keşif esnasında, yanan samanlarını topladığını belirttiği parseller göz önünde bulundurularak zarar tespiti yapılması gerekirken, talep aşılarak davacının adına kayıtlı olan diğer parsellerin de hesaba dahil edilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı olarak; davacının samanları topladığını belirttiği taşınmazların davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise ne sıfatla kullanıldığı araştırılmadan yalnız davacı beyanı esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece; davaya konu edilen samanların menkul mal niteliğinde olduğu ve mülkiyetinin ihtilaf konusu olmadığı, dosyaya yansıyan hali ile samanlar üzerinde hak iddia eden dava dışı üçüncü bir kişinin de bulunmadığı, ayrıca samanların davacı tarafından başka bir kişinin rızası hilafına elde edildiğine dair bir ceza dosyası da belirtilmediği, bu kapsamda menkul mal niteliğinde olan samanın zilyetlik ve mülkiyetinin davacıya ait olduğu kanaatine varıldığı, ayrıca, delil tespit dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarının birbiri ile uyumlu olduğu ve dava konusu zarar miktarının belirlenmesi bakımından araştırılması gereken herhangi bir durum bulunmadığı gerekçesiyle Dairemizin 16.09.2015 tarih ve 2015/11725 esas, 2015/14279 karar sayılı bozma ilâmına uyulmayarak önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir, hüküm yine davalı tarafça temyiz edilmiştir.
02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373. maddesinin 5.fıkrası “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir” hükmünü içermektedir.
Aynı Yasanın 45. maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununa eklenen geçici 4. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda bulunan dosyalar, kararına direnilen daireye gönderilir.”, 4. fıkrasında ise “ Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.” hükmü getirilmiştir.
Anılan Yasa maddeleri gereğince, yerel mahkemece verilen direnme kararına yönelik olarak yeniden inceleme yapılması neticesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davalı tarafın bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile 6100 sayılı HMK"na eklenen geçici 4/4. maddesi uyarınca ONANMASINA, 456.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.