Esas No: 2022/2053
Karar No: 2022/5675
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2053 Esas 2022/5675 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Dava, davalı şirketin yurt dışında yatırılan paraların geri çekilebileceği ve yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkilin parayı davalı şirkete verdiğini ancak ödenen paranın geri alınamadığını ileri sürerek, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın davalıdan tahsiline karar verilmesini isteyen davacının, 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi yürürlüğe girdikten sonra açıldığından hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Tarafların istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, davacının şirket ortağı olduğu, hisselerini dava yoluyla isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. İlgili kanun maddeleri; 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi, 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde, 6102 sayılı TTK'nın 379/1 (6762 sayılı Kanun'un 329/1) maddesi, 6102 sayılı TTK'nın 480/3 (6762 sayılı Kanun'un 405/2) maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.07.2020 tarih ve 2019/677 E. - 2020/540 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.10.2021 tarih ve 2020/2523 E. - 2021/2046 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkilinin davalı tarafa para verdiğini, ancak ödenen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi yürürlüğe girdikten sonra açıldığından davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce, davanın 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi yürürlüğe girdikten sonra açıldığı, bu madde uyarınca davacının şirket ortağı olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 379/1 (6762 sayılı Kanun'un 329/1) maddesi uyarınca, anonim şirketlerin kendi hisselerini temellük edemeyeceği gibi rehin olarak kabul edemeyecekleri, 6102 sayılı TTK'nın 480/3 (6762 sayılı Kanun'un 405/2) maddesi uyarınca, hissedarların sermaye olarak verdiklerini geri isteyemeyecekleri, bu durumda davacının hissedarı olduğu davalı şirketten hisselerini dava yoluyla isteyemeyeceği, bu itibarla davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/2 maddesinde yer alan diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır hükmü uyarınca, aynı Yasa'nın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar
yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.