4. Hukuk Dairesi 2018/3336 E. , 2020/1996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/08/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız olarak verilen ihtiyati haciz kararı nedeni ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne dair verilen 20/04/2017 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 05/04/2018 günlü ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davalının manevi tazminata yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalının yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince onanması gerekmiştir.
2- Davalının maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava haksız ihtiyati haciz işleminden doğan zararın tazminine ilişkindir. Davanın kısmen kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararı davalı vekilince istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesi ile davalı bankanın ... ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/215 değişik iş sayılı dosyasından aldığı ihtiyati haciz kararını ... ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/12714 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, davacının ticari işletmesinde kiraya vererek gelir elde ettiği araçlara ve motorsiklete kayden haciz ve yakalama şerhi koyduğunu, e-devlet sayfasından araçlar hakkında yakalama kararı verildiğinin görülmesi üzerine araçları trafiğe çıkaramadığını, ihtiyati haciz kararına yaptığı itiraz sonucu ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, haczin haksız olduğunun kanıtlandığını, hayatını araç kiralama ve alım satım işi ile sürdüren müvekkilinin araçları kiraya veremediği için maddi zararının ticari itibarının sarsılması ve bu süreçte haciz baskısı ile yaşamak zorunda kalması nedeni ile manevi zararının oluştuğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları
saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 53.400-TL maddi tazminat ile 5.000-TL manevi tazminatın tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili banka ile yapılan kredi sözleşmesinde davalının da müteselsil kefil olduğunu, asıl borçlunun bakiye borcunu ödememesi üzerine ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haczin mahkeme kararıyla kaldırılması üzerine kaydi haciz ve yakalama kararlarının da kaldırıldığını, davacının oto kiralama işi yaptığı beyanının doğru olmadığını, davacının bir zararının doğmadığını, zira kayden haciz işlemi yapıldığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının dava dilekçesi ekinde ve 12/05/2016 tarihli celsede verilen ara karar gereği araç kiralama sözleşmelerini dosyaya ibraz ettiği, mahkemece aldırılan ve hükme esas alınan 20/02/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği araç kiralama sözleşmeleri dikkate alınmak sureti ile maddi zararın hesaplandığı, davalı vekilince rapora itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
TBK"nun 51. maddesi gereğince, tazminatın kapsamını belirlemek mahkemenin görevidir. Buna göre, her ne kadar davacının mahrum kaldığı kira gelir kaybına ilişkin olarak sunduğu adi sözleşmeler ile beyan ettiği miktarlar esas alınmak sureti ile maddi tazminat hesaplanmış ise de bu şekilde tazminat kapsamının belirlenmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla araçlar üzerine yakalama şerhinin konulduğu tarih ile şerhin kaldırıldığı tarihler arasında mahkemece emsal kira geliri araştırması yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.