Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1165
Karar No: 2017/10476
Karar Tarihi: 19.06.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/1165 Esas 2017/10476 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/1165 E.  ,  2017/10476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar ,davalı şirket yetkilisi.... isminde mağazayı açmayı ve daha sonra"" franchise"" yoluyla şubelerini arttırmayı düşündüğünü , ancak desteğe ihtiyacı olduğunu söylediğini, davacı ..."in de yakın arkadaşı olduğu için bizzat davalılara bu amaçla bir takım borçlar verdiğini ve davalıların 3.şahıslara olan borçlarını ödediğini, hatta bu hususta davacı ... Günal ile davalılar arasında Nişantaşı Mağazasının ilerde Franchise hakkı ile birlikte devredileceği hususunda görüşmeler yapıldığını, bu beklentiler ile kendilerinin davalılara borç verdiğini ve ödemeler yaptığını, ödemelerin bir kısmının Euro ve TL olarak Dilek Hanif moda evine, bir kısmının davalı ... "ın hesabına, bir kısmının ise çek ve senetlerle yapıldığını, yapılan bu ödemelere rağmen taraflar arasında devir anlaşmasının olumlu sonuçlanmadığını, devir anlaşması yapılmamasında kullanılacak marka ile ilgili bir takım hukuki güvencelerinin olmadığının anlaşıldığını, sözleşme şartlarında aralarında mutabakat sağlanamadığını, anlaşma sağlanamayınca davalılardan yapılan ödeme ve çeklerin iadesinin istenildiğini, ancak bunların kendilerine iade edilmediğini ileri sürerek; davacı ... Günal tarafından davalı ..." a ödenen 8.000 TL" nin tahsiline, 3.şahıs Dilek Hanif Moda Evi adına ödenmiş 40.677,00 TL "nin davalı şirketten alınarak davacı ... Günal" a ödenmesine, davalı şirkete verilen çeklerin bedeli olan 60.000,00 TL" nin tahsili ile davacı ..."na ödenmesine; davalı şirkete verilip henüz vadesi gelmeyen çekler yönünden ise, davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 28.04.2014 tarihli dilekçesi ile de,davaya konu ettikleri ödenmemiş çeklerin de vadesi geldiği için ödendiğinden bahisle davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istediklerini belirtmişlerdir.
    Davalılar, öncelikle bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığından davalı ... yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini; esasa ilişkin olarak da, davacı yan ile kendi firmaları arasında bayilik sözleşmesi kurularak Teşvikiye de bulunan yerin Dilek Hanif Moda Evi"nden kiralandığını, birlikte iş yapılmak üzere söz konusu yerin kiralanması ile ilgili sözleşme yapıldığını,ödemelerin bu iş nedeniyle yapıldığını, 10.000 Euro bedelin taşınmazın 2 aylık kira bedeli olarak ödendiğini ve ödemenin dava dışı Dilek Hanif" e yapıldığını, 900 Euro ödemenin ise kiranın KDV "si olduğunu, yine 13/06/2013 tarihinde Nilay Bozkuş isimli emlakçıya davacı yanca ödeme yapıldığını, 5.000 ve 3.000 TL "lik iki ayrı ödemenin ise kiralanan yerin dekor ve tadilat masrafları olarak ödendiğini, bir kısım çekin kiralanan yere sipariş edilen mallara ilişkin ödemeler olduğunu; yine, 30.000 TL "lik çekin sipariş edilen mallar nedeniyle verildiğini, 30.000 TL bedelli diğer çekin ise Temmuz ayı kirası ve depozito bedeli olarak ödendiğini, 05/10/2013 tarihli 30.000 TL bedelli çekin ise dekor ve tadilat masrafı olarak ödemede kullanıldığını, kendilerine davacı tarafça bir borç verme durumu bulunmadığı gibi kendi firmaları adına yapılan bir ödeme bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; dosya kapsamına göre taraflar arasında bir ödünç para verilmesi değil, adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunun anlaşıldığı; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunması nedeniyle aralarındaki uyuşmazlığın giderilmesinin ancak, TBK"nun 644. maddesi gereğince adi ortaklığın tasfiyesi ile mümkün olabileceği,yargılama sırasında bu hususun dikkate alındığı; ne varki, davacı tarafın yazılı ve 06/01/2015 tarihli celsedeki beyanında açıkça adi ortaklık ilişkisini kabul etmediklerini belirtmesi karşısında bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davacıların davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava;davacı tarafça davalılara borç olarak verildiği ve davalılar adına 3.kişilere ödendiği iddia edilen bedellerin davalılardan istirdadı istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinin 1.fıkrasında (HUMK.74 m.); “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.
    Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez.
    Bundan ayrı olarak,04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.nun madde 76, HMK madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır.
    Somut olayda;davacı dava dilekçesindeki talebinde, davacı ..."in davalılardan Sedef"in yakın arkadaşı olduğunu, davalı ..."in ""Fashion Paris"" adlı mağazayı açabilmesi ve daha sonra da ""franchise"" yolu ile söz konusu mağazanın şubelerini artırmayı düşündüğünü kendisine söyleyerek kendisinden yardım istediğini,bu nedenle davalılara bir takım borçlar verdiğini,yine davalıların üçüncü kişilere olan borçlarını da bu amaçla ödediğini belirterek,yaptığı bu ödemelerin davalılardan istirdadına karar verilmesini talep etmiş;06.01.2015 tarihli duruşmada da dava dilekçesindeki talebini doğrular şekilde ,""taraflar
    arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını,bu nedenle de adi ortaklığın tasfiyesi olarak değerlendirme yapılamayacağını, nitekim karşı tarafın da bu yönde bir iddiası olmadığını,kendilerinin borç olarak davaya konu edilen ödemeleri yaptıklarını ve bu paraların tahsilini talep ettiklerini,hukuki nitelendirmenin de borç olarak ödenen paranın iadesi olarak değerlendirilerek karar verilmesini talep ettiklerini ""belirterek davalılara borç olarak verdiğini iddia ettiği bedellerin davalılardan istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise, aşamalardaki savunmalarında, davacı ile aralarında bir adi ortaklık ilişkisi olduğunu dile getirmemiş,ancak davacıların isteği ile taraflar arasında ""Fashion Paris"" markasına ait ayakkabı ve çanta bayiliği ile ilgili sözlü bir bayilik sözleşmesi akdedildiğini,bu bayilik sözleşmesine istinaden ilgili mecurun kiralandığını,ödemelerin yapıldığını,davacıların yaptığı tüm ödemelerin kendileri ile ileride yazılı sözleşmeye dönüştürüleceğine inandıkları sözlü bayilik sözleşmesine istinaden yapıldığını, davacılar tarafından kendilerine borç verilmesi ya da kendilerinin üçüncü şahıslara olan borçlarının ödenmesi durumunun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
    Yukarıda da ifade edildiği üzere mahkeme, 6100 sayılı HMK"nun 26. maddesi uyarınca tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup,ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu kapsamda,davacı ve davalı tarafın iddia ve savunmalarının bu çerçevede incelenip değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Kaldı ki,taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu mahkemece kabul edilse dahi,yukarıda ifade edilen 6100 sayılı HMK"nun 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakimin görevi olmakla,mahkemece tarafların iddia ve delilleri bu hukuki nitelendirme çerçevesinde incelenip değerlendirilmeli iken,yanılgılı değerlendirme ile hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi