Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1487
Karar No: 2017/10477
Karar Tarihi: 19.06.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/1487 Esas 2017/10477 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/1487 E.  ,  2017/10477 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki ziynet-çeyiz eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı ,davalılardan Ercan ile Almanya"da boşandıklarını, 03/04/2004 tarihinde davalılar ile aralarında çeyiz eşya senedi düzenlendiğini,kendisinin çeyiz senedinde yazılı eşyaları davalılardan alamadığını,yine kendisi ile davalı ..."ın evlendikten sonra yurt dışına çıktıklarını, ziynet eşyalarının gümrükte el konulur diyerek davalı tarafça alındığını, sonrasında ise kendisine iade edilmediğini ileri sürerek, dava dilekçesinde cins,nitelik ve bedelleri ayrı ayrı belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının davacıya aidiyetinin tespiti ile bunların mevcutsa aynen,mevcut değilse çeyiz ve ziynet eşyalarının bedeli olan 13.000 TL"nin işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar,kendileri aleyhine açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, düzenlenen dava konusu 03/04/2004 tarihli çeyiz senedi üzerinde tahrifat yapıldığını, senet üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davaya konu edilen ziynet eşyalarının davacı adına olan banka hesabına yatırıldığını, kendilerinin hiçbir ziynet eşyasını almadıklarını, kayınvalide Suna"nın ikametgahında bulunan eşyaların ise Suna"ya ait olduğunu,nitekim bu eşyalara ilişkin faturaların bulunduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece;düzenlenen çeyiz senedinin formaliteden yapıldığı,senette yazılı eşyaların hiçbir zaman alınmadığı,bankaya yazılan yazı cevabında davacı adına 13.03.2008 tarihinde kiralık kasa açıldığı ve kasanın 24.11.2011 tarihinde kapatıldığının belirtildiği,tanık .... Şakir"in beyanında ziynetlerin bankada açılan altın hesabına yatırıldığını öğrendiğini belirttiği, dolayısı ile mahkemelerince ziynet eşyalarının kadının uhdesinde olduğu kanaatine varıldığı ve davacının ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını ispat edemediği,yine her ne kadar davacı vekili çeyiz senedinin geçersizliğinin aynı kuvvette bir
    senetle ispat edilmesi gerektiğini iddia etse de, 6100 sayılı HMK nun 203/1-a maddesi uyarınca davada tanık dinletme suretiyle ispatın mümkün olduğu, dinlenen tanıkların da düzenlenen senet içeriğinde yazılı eşyaların hiç alınmadığını beyan ettikleri, bu şekli ile de davacının davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava;çeyiz senedine dayalı ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir.
    Somut olayda:davacı ile davalılardan Ercan"ın evlenmeleri öncesinde dosya kapsamında yer alan 03.04.2004 tarihli çeyiz senedinin düzenlendiği,söz konusu senet içeriği
    incelendiğinde ,""senette yazılı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının davacıya ait olduğu,ileride herhangi bir anlaşmazlık olup boşanmaya neden olunması halinde söz konusu ziynet eşyaları ve ev (çeyiz) eşyalarında kendilerinin hiçbir hakkının bulunmadığı,senette belirtilen ziynet ve ev (çeyiz) eşyaları bulunamadığı takdirde ise, o zamanki fiyatından ödemeyi kabul ettiklerinin "" belirtildiği,söz konusu senedin davalılar ve şahitler tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.Davalıların senette tahrifat yapıldığı iddiaları yönünden ise, mahkemece adli tıp kurumundan alınan 27.04.2015 tarihli rapor ile bu iddianın doğru olmadığının belirtildiği de sabittir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 6.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir.
    Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
    6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi(1086 sayılı HUMK mad. 287) "Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz " hükmünü amirdir. Aynı Kanunun m.200/I maddesi " senetle ispat" (1086 sayılı HUMK mad. 288) ve 200/II (1086 sayılı HUMK mad. 289) maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine Aynı Kanunun m.201 maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 290); "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 293); "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir.
    Eldeki dava,çeyiz senedinden dolayı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir.
    Dava konusu edilen ziynet ve ev (çeyiz) eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıları bağlar. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, senette yazılı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının davacıya ait olduğu,ileride herhangi bir anlaşmazlık olup boşanmaya neden olunması halinde söz konusu ziynet eşyaları ve ev (çeyiz) eşyalarında kendilerinin hiçbir hakkının bulunmadığı,senette belirtilen ziynet ve ev (çeyiz) eşyaları bulunamadığı takdirde ise o zamanki fiyatından ödemeyi kabul ettiklerinin "" davalılarca belirtildiği ve imza altına alındığı sabit olmakla,çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, davalılar ispatlamakla yükümlüdür.
    Hal böyle olunca ,mahkemece; eldeki somut uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalılarda olduğu gözetilmeksizin ve ispat yükünün davacı tarafta olduğu şeklinde yanılgılı değerlendirme ile davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi