16. Hukuk Dairesi 2014/12068 E. , 2015/5015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 157 ada 45 parsel sayılı 227.666 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... 157 ada 45 parselin bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili ile haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz kısmının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının 150 ada 45 parsele yönelik davasının reddine, tescil davasının kabulüne, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 699,58 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 157 ada 45 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, çekişme konusu taşınmaz 157 ada 45 parsel olduğu halde hükümde sehven 150 ada 45 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde yazılı bulunan "150" sözcüğünün hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “157” yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
2- Fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 699,58 metrekare yüzölçümündeki bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece; zilyetlikle edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek (B) bölümü yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, çekişmeli taşınmaz bölümün kadastro tespitinden önceki niteliğinin belirlenmesi ve zilyetliğin hangi tarihten beri ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi yönünden hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamış; davanın belgesiz zilyetlik yolu ile edindiği taşınmaz miktarı araştırılmamış; 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde de öngörülen miktar sınırının aşılıp aşılmadığı üzerinde durulmamış denetime elverişli olmayan yetersiz zirai bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, yasal ilanlar da yapılmadan karar verilmiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları ...ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında fen bilirkişi ve daha önceki keşifte görev almamış bir ziraat mühendisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, genel yol niteliğinde olup olmadığı, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmaz bölümünün, önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi istenilmeli, ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumu hususunda rapor alınmalı, kadastro tespitlerinin yapıldığı tarihe en yakın tarihte çekilmiş yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları rapora eklenmeli; yasal ilanlar da yapılmak suretiyle toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de yol niteliğindeki taşınmaz bölümünün tapu kaydı bulunmadığı halde tapu kaydının iptaline karar verilmesi ve yasal hasım niteliğinde bulunan Hazine aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.