Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/162
Karar No: 2021/10736
Karar Tarihi: 02.11.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/162 Esas 2021/10736 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/162 E.  ,  2021/10736 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından duruşmalı, davacılar vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 02/11/2021 tarihinde davalı ... vekili Av. ..., davalı ... ... vekili Av. ... ve davalı asil ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan asilin ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar; murisleri ..."ın 11/07/2010 tarihinde elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiğini, olayın meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik davacılardan her biri için 1.000’er TL maddi, ... için 60.000 TL manevi, diğer davacıların her biri için 20.000’er TL manevi tazminatın; 1.000 TL hastane giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişler; 16/07/2020 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini toplam 78.609,35 TL olarak belirlemişlerdir.
    Davalılar ... ve ...; olay tarihinden yaklaşık 9 yıl önce ...’ta elektrik mühendisi olarak çalıştıkları sırada, davaya konu elektrik tesisinin geçici kabulünün yönetmeliğe uygun olarak özel trafo sahibi davalı ...’a yapıldığını, geçici kabulle birlikte sorumluluklarının sona erdiğini, elektrik nakil hattının tüm bakım, onarım ve denetiminin işletme sahibine ait olduğunu, olayın meydana gelmesinde alkollü olarak elektrik direğine çıkan davacıların murisinin tamamen kusurlu olduğunu, taraflarına kusur atfedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Davalı ...; davaya konu elektrik tesisinin sahibi olsa da işleteni olmadığını, işletmenin dava dışı ... Süt Mamülleri San. A.Ş.ye kiraya verildiğini, geçici kabul tarihinde de işletmede kiracı sıfatıyla bahse konu şirketin bulunduğunu, olayın meydana gelmesinde davacıların murisinin kusurlu olduğunu, bu sebeplerle sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... ...; olayın meydana geldiği elektrik direğinin özel müşteri mülkiyetinde bulunduğunu, elektrik nakil hattının tüm bakım, onarım ve denetiminden özel trafo sahibi davalı ...’ın sorumlu olduğunu, gerçekleşen olayda sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davalı gerçek kişilerin sanık olarak yargılandığı ceza davasında, gerçekleşen ölüm olayında kusurlarının bulunmadığından bahisle beraatlerine karar verildiği, olayın meydana gelmesinde davacıların murisinin kusurlu olduğu, davalı gerçek kişilere kusur atfedilemeyeceği, bu nedenle adam çalıştıran olarak davalı şirketin de sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine; Dairece verilen 02/05/2017 tarihli ve 2015/19894 E. - 2017/6304 K. sayılı kararla;
    “...Somut olayda bilirkişi raporları arasında çelişki vardır. Mahkemece çelişkiler giderilmeksizin davacıların itirazına uğrayan anılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
    Bu durumda mahkemece; konusunda uzman işgüvenliği ve elektrik mühendislerinden oluşacak bilirkişi kurulundan, denetime elverişli rapor alınarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun kusursuz sorumluluk başlığı altında düzenlenen yapı malikinin sorumluluğu ilkeleri gereğince davalı kurumun, diğer davalıların durumu, vefat edenin bölüşük kusuru değerlendirilip, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; 20/12/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, davaya konu enerji nakil hattının geçici kabulünün yapılmasından sonra gerçekleşen olaylar nedeniyle davalı şirket ve çalışanlarının sorumluluğuna gidilemeyeceği, olayın meydana geldiği elektrik direğinde ölüm tehlike levhası ve tırmanma engelinin bulunmadığı, olayın meydana gelmesinde tesisatı yaptıran davalı ...’ın bina maliki olarak kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, alkollü olarak elektrik direğine çıkan muris Feyyaz’ın ise % 75 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddi ile davacılardan ... için 69.058,50 TL maddi, İrem için 7.062,50 TL maddi, ... için 1.488,35 TL maddi ve davacıların her biri için 7.000’er TL manevi tazminatın, 1.000 TL hastane giderinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’tan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle gerekçeli kararın başlık kısmında davacı olarak sadece ..."un gösterilmiş olmasının mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (TBK. m. 166/1) doğal bir sonucudur. Buna
    bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (TBK.m.167/2) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla halefiyete de yer vermiştir.
    Zira sorumluluk davasındaki bilirkişi raporları, kesin delil; sorumluluk davasındaki karar, kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlular aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır (HGK’nın 04/11/2009 tarihli ve 2009/16-428 E. 2009/483 K. sayılı kararı).
    Öte yandan; bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (818 sayılı BK. m58).
    Bina malikinin sorumluluğu, bir bina ya da yapı inşa eserinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
    Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
    Elektrik enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek sorundadır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği"nin 5. Maddesinde; kuvvetli akım tesislerinin, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır.
    Bu bağlamda; elektrik dağıtım şirketleri, elektrik verdiği ve abonelik tesis ettiği hatları denetlemek ve kontrol etmekle yükümlüdür. Şayet özel hat olması gereken gibi tesis edilmemişse bunu düzelttirmek, gerektiğinde elektriğini kesmek zorundadır. Elektrik dağıtım şirketi, kontrol ve denetim görevini yerine getirmezse doğan zarardan müteselsil olarak sorumlu olacaktır.
    Somut olayda; davacıların murisi ...’ın 11/07/2010 tarihinde ölüm tehlike levhası ve tırmanma engeli bulunmayan elektrik direğine çıkması sonucu, elektrik akımına kapılarak öldüğü anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davalı ... şirketinin, elektrik verdiği ve abonelik tesis ettiği hatları kontrol etmekle yükümlü olduğu ve 818 sayılı BK"nın 58. maddesine göre kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, davacıların murisinin ölümünün enerji nakil hattından kaynaklandığı, dolayısıyla uygun illiyet bağının bulunduğu dikkate alınarak, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden kusur raporu alınması ve diğer deliller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince temyiz edenler yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davalı ..."a verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi