3. Hukuk Dairesi 2016/881 E. , 2017/10589 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl davalı/birleşen davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 4714810 sayılı elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından aleyhine 2011 yılı 7.-9. aylara ait faturaların tahsili amacıyla takip başlatıldığını, 7. aya ait faturaya itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafça 2011 yılı 7. ayına ilişkin 52.980,301TL tutarındaki faturanın, güç arttırımı nedeni ile sayaç çarpanının değiştirilmesi gerekirken sehven değiştirilmediğinden bahisle eksik tahakkuk ettirilen bedele ilişkin olduğunun belirtildiğini, ancak kendisinin güç arttırımı talebi olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini ve davalının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 22.10.2007 tarihinde davacıya ait mekanik sayacın sökülerek yerine kombi sayaç takıldığını, davacının pompa ve akım trafolarını değiştirerek tadilat yaptırdığını, bu tadilatın güç arttırımını da beraberinde getirdiğini, güç arttırımı sırasında tahakkuk çarpanının değiştirilmesi gerekirken sehven değiştirilmeyerek 30 yerine 15 olarak girildiğini bu nedenle 05.08.2010 tarihine kadar eksik hesaplanan tutarlar için Konya 13. İcra Müdürlüğü"nün 2011/9108 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını belirterek davanın reddini talep etmiş, birleşen dava ile de takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davacı/birleşen davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; ""Asıl dava yönünden; davacı abonenin çarpan faktörüne, sayaca veya sisteme herhangi bir müdahalesinin olmadığı gibi bundan dolayı kusurunun da bulunmadığı, davalı şirketin tamamen kendi kusurundan kaynaklanan iş ve eyleminden dolayı davalının mağduriyetine sebebiyet verecek şekilde borç tahakkuk ettirmesinin hukuka aykırı olacağı, bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere olaya Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 20. Maddesinin uygulanması gerektiği ve anılan madde kapsamında davacının, davalıya 16.668,43 TL borcu bulunduğu, hal böyle iken davalı şirket tarafından tahakkukları farklı sebebe dayanan faturaları bir bütün halinde icra takibine konu etmesi ve davacının ödeme imkanını ortadan kaldırarak mağduriyetine sebebiyet vermesi ile yüksek ./..
miktarda düzenlediği ek tahakkuk faturasının ödenmemesi nedeni ile davacı abonenin elektrik enerjisini kesmesi dikkate alındığında davalı şirketin takipte kötü niyetli olduğu, dolayısıyla davacı abonenin takibe konu edilen ek tahakkuk miktarı olan 52.980,30 TL kadar borcunun bulunmadığı,
Birleşen dava yönünden ise; yukarıdaki açıklamalar ışığında davalının, davacı şirket tarafından takibe konu edilen 52.980,30 TL kadar ek tahakkuk bedelinin oluşmayacağı halde tamamen şirketin kendi kusurlu hareketi ile oluşan eksik tahakkuktan davalı abonenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, keza davacı şirket tarafından dönemsel faturalar ile ek tahakkuka ilişkin faturanın bir bütün halinde takip konusu yapılmakla davalı abonenin dönem faturaları ile gerçekte oluşan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen 16.668,43 TL bedelini ödeme güç ve iradesinin ortadan kaldırıldığı, icra takibine yapılan itirazın sadece ek tüketim faturasına ilişkin olduğu, birleştirilen davanın da ek tahakkuk bedeline yapılan itirazın iptali isteğine ilişkin olduğu, buna göre davalı abonenin ek tüketim faturasında belirtilen 52.980,30 TL Miktarında borçlu olmadığı tespit edilmiş olması karşısında davacı şirketin bu miktar üzerinden alacaklı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile birleşen davanın reddine"" karar verilmiş, hüküm asıl davalı/birleşen davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; asıl davalı/birleşen davacı ... şirketinin, çarpan faktörünü yanlış uygulayarak (30 yerine 15 çarpanı) hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, asıl davacı abonenin tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle; davanın yasal dayanağını oluşturan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 44. maddesi ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinin irdelenmesinde yarar vardır.
09/11/1995 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin “Abonenin Kusuru Dışındaki Hususlar” başlıklı 44. maddesinde; “Abonenin kusuru dışında olan hususlara kaçak elektrik işlemi uygulanmaz. Ancak kaçak ve usulsüz elektrik kullanımı dışında kalan hatalı okuma, hatalı hesaplamalar sonucunda şirket veya müşteri lehine doğan alacaklarda doğru kaydetmiş sayaç değerleri var ise sayaç değerleri, yok ise 41. maddeye göre ortalama aylık tüketim hesaplanarak ait olduğu tüketim dönemlerindeki birim fiyatlar dikkate alınmak suretiyle fatura düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldırarak 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinde ise; “Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.
Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren (1) yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24. madde hükümleri uygulanmaz.
İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç (10) iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.
İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi hâlinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren (10) iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları perakende satış şirketi tarafından en geç (3) iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir.
İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması hâlinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde; anılan hükümlerin, yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, tüketimin hesaplanacağı süre konusunda bir sınırlama getirmediği, dolayısıyla gerek önceki yönetmelik gerekse de yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, hatanın başlangıç tarihi itibariyle tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır.
Ancak, asıl davalı/birleşen davacı şirketin endeks okumalarında çarpan farkını yanlış uygulaması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir.
Hâl böyle olunca; mahkemece, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 44. maddesi ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi doğrultusunda konusunda uzman (üçlü) bilirkişiden rapor alınarak, davacının sorumlu olacağı tüketim bedelinin tespit edilmesi suretiyle, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün asıl davalı/birleşen davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.