Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4896
Karar No: 2009/6189
Karar Tarihi: 28.5.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4896 Esas 2009/6189 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu dava, bir taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalmaması gerektiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve terkin davasıdır. Mahkeme, uzman bilirkişilerin belirlediği kıyı kenar çizgisine göre taşınmazın bölümünün kıyıda kaldığı gerekçesiyle davayı kabul etmiş, ancak karar taraflarca temyiz edilmiştir. Ancak, daha sonradan yürürlüğe giren bir yasa gereği, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 10 yıllık bir hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, Mahkeme kararı bozulmuş ve davanın hak düşürücü süreden dolayı reddedilmesine karar verilmiştir. Bu karar, 5841 Sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12. maddesi uyarınca verilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2009/4896 E.  ,  2009/6189 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ECEABAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/11/2008
    NUMARASI : 2008/35-2008/65

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalıya ait 592  parsel sayılı taşınmazın  bir bölümünün  kıyı kenar  çizgisi  içerisinde  kaldığını, özel  mülkiyete  konu  olamayacağını ileri  sürerek  tapu iptali,  terkin  ve elatmanın  önlenmesi  isteklerinde  bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, uzman  bilirkişilerce belirlenen  kıyı kenar  çizgisine göre  çekişmeli  taşınmazın 3464.69 m2 lik  bölümünün kıyıda kaldığı gerekçesiyle  davanın kabulüne  karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekillerince  süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm taraflarca  temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın  kadastro tespitinin 9.7.1982 tarihinde yapıldığı, 22.4.1983 de kesinleştiği ve davanın 22.5.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Her nekadar, nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümü devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fırkası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih  ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re"sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı izahtan varestedir.
    Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetilerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Öyleyse, Hazinenin tüm temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine.Davalının temyiz  itirazlarının belirtilen nedenlerle kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin harcın temyiz eden davalıya  geri verilmesine, 28.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi