Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/11308
Karar No: 2021/10752
Karar Tarihi: 02.11.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/11308 Esas 2021/10752 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/11308 E.  ,  2021/10752 K.

    "İçtihat Metni"

    BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde karşılıklı olarak görülen itirazın iptali ve alacak davalarından, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı/karşı davacının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davalı/karşı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 02/11/2021 tarihinde davalı/karşı davacı vekili Av. ...geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı, dava dışı ... ve ... ile ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokaktaki inşaatla ilgili olarak adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, daha sonra ortaklığın tasfiyesine ilişkin 02/08/2008 tarihinde anlaşma yapıldığını, bu anlaşma uyarınca dava dışı ... tarafından hakkında başlatılan İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2007/16377 E. sayılı takip dosyasındaki borcun tamamının 30 gün içerisinde davalı tarafından ödeneceğinin ve ortaklık hissesinin sonlandırılacağının kararlaştırıldığını ancak, davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine icra dosyasına 53.847 TL ödeme yaptığını, ödenen bu meblağın tahsili için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamını davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Davalı; davacı şirketin dava dışı kişilerle yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaat yapma taahhüdüne girdiğini, bu sözleşme ile yapacağı yatırım için gerekli finansmana sahip olmaması nedeniyle 11/10/2005 tarihinde dava dışı ... ve ... ile
    protokol başlıklı ortaklık sözleşmesini imzaladığını, bu protokol kapsamında ortaklık payına mahsuben makbuz karşılığı ödemeler yaptığını, daha sonra taraflar arasındaki ortaklığın sonlandırılması amacına yönelik üzerinde tarih bulunmayan "anlaşma" başlıklı sözleşme yapıldığını ancak son anlaşmanın koşullarının yerine getirilmediğini, davacı şirketin kendisine 87.000 TL ödeme yapmadığı gibi vaad ettiği B Blok 14 numaralı dairenin tapusunu da vermediğini, sözleşmeye dayalı hak ve alacaklarını dava ve takip altına almak istediğini ancak 4 nüsha olarak hazırlanan sözleşmenin bürosundan çalınması üzerine bu yola gidemediğini, dava dilekçesinde belirtilen ihtarnamenin kendisine tebliğ edilmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiş; karşı davasında ise takibe konu edilen kısmın sözleşmeye sonradan ilave edildiğini, bu suretle borçlandırılmaya çalışıldığını ileri sürerek, karşı davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve anlaşmaya konu 87.000 TL alacağın 01/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince; “...asıl davada davacı tarafından açılan dava itirazın iptali talebine, karşı davacının talebi alacağa ilişkindir. Taraflar arasındaki ilk hukuki ilişki 11/10/2005 tarihli protokol hükümleri gereğince başlamış olup, bu protokol adi sözleşme niteliğindedir. Taraflar arasında düzenlenen 02/08/2008 tarihli belgede davalı ..."ün 87.000 TL bedeli karşılığı B Blok 14 nolu dairenin verildiği, dairenin 127.500 TL"lik kredisinin 88.000 TL"sini ..."e ödeneceğinin, İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2007/16377 sayılı dosyasındaki borcun ... tarafından üstlenildiği belirtilmiştir. İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2007/16377 sayılı takip dosyası 30.000 TL"lik çeke ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre taraflar 1/4 hisse sahibidir. 02/08/2008 tarihli sözleşmede ortaklık ilişkisinin sona ermesi şarta bağlanmıştır. Buna göre 14 nolu daire 87.000 TL karşılığı davalı ..."e verilecek, ..."de İstanbul 2.İcra Müdürlüğü dosyasının borcunu kapatacaktır. Taraflar arasındaki sözleşme her iki tarafa da karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu durumda bir tarafın alacak talep edebilmesi için temerrüdün oluşması gerekir. Temerrüd şartlarından en önemlisi de alacağını isteyen kişinin kendi borcunu ifa etmiş (veya ifasını teklif etmiş olması ve bu teklifin ihtar yoluyla karşı tarafa bildirilmiş) olması gerekir.
    Dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2007/16377 sayılı dosyasındaki borç davacı şirket tarafından ödenmiştir. Bu durumda davalı karşı davacının üstüne düşen taahhüdünü yerine getirmediğini kabul etmek gerekir. Davacının alacağı yönünden ise icra takibine konu borcun davalı tarafından davacıya ödenmediği ve davacı şirket tarafından 01/07/2009 tarihinde dava dışı alacaklı ..."ye ödenen 53.847-TL yönünden davalının davacı şirkete borçlu olduğunu kabul etmek gerekir..." gerekçesiyle asıl davada davacının itirazının iptaline, takibin 53.847 TL asıl alacak ve 13.383,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.230,56 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine; davalı-karşı davacı ... tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince asıl ve karşı dava hakkında verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı/karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davalı/karşı davacının asıl davaya yönelik tüm, karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Somut olayda, davacı; davalı, dava dışı ... ve ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile alakalı olarak adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, daha sonra adi ortaklığın tasfiyesi için anlaşma yaptıklarını, bu anlaşma ile dava dışı ... tarafından, davacı hakkında İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2007/16377 E. sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine konu borcun tamamının 30 gün içerisinde davalı tarafından ödeneceği ve ortaklık hissesinin sonlandırılacağının hüküm altına alınmasına rağmen, bu borcun ödenmediğini ve tarafınca icra dosyasına 53.847 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek davalı aleyhine eldeki itirazın iptali davasını açmış; davalı/karşı davacının ise karşı dava dilekçesiyle; anlaşmaya konu 87.000 TL’nin davacı tarafından ödenmediği gibi vaad edilen B Blok 14 numaralı dairenin tapusunun da verilmediğini; uyuşmazlığa konu sözleşmenin bürosundan çalındığını, takibe konu kısmın sözleşmeye sonradan ilave yapıldığını savunarak, 87.000 TL’nin tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
    Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu, tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesine yönelik olarak yapılan 02/08/2008 tarihli anlaşma ile taahhüt edilen edimlerin taraflarca yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır.
    Bilindiği üzere, adi ortaklık sözleşmesi; karşılıklı borçları kapsayan bir sözleşme olmayıp, herkesin belli bir amaca ermek için bir takım borçlar altına girdiği bir sözleşmedir. Bu sözleşmeden doğan borçlar, hukuk bakımından birbirinin karşılığı sayılmaz.
    Adi ortaklıkta ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Zira, tasfiye; tüm hesapların görülüp ortakların birbiriyle alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yolu ile ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaştırılması ya da satış yolu ile elden çıkarılması olup, ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik yasal usuldür.
    Öte yandan, adi ortaklığın tasfiyesinde tamamen irade özerkliği ilkesi hakimdir. Bunun sonucunda ortaklar; adi ortaklıkta tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını, ortaklık sözleşmesinde kararlaştırabilecekleri gibi, ortaklığın sona ermesinden sonra yapacakları bir anlaşmayla da düzenleyebilirler.
    Ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi mülga BK"nın 81 inci (TBK"nın 97 nci) maddesi uyarınca, bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde diğerinin de borcunu yerine getirmekten kaçınması söz konusu edilemez.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, davalı ve diğer ortaklar arasında adi ortaklığın tasfiyesi amacıyla imzalandığı kabul edilen 02/08/2008 tarihli "Anlaşma" başlıklı belgede; “....’ün kalan alacağı olan 87.000 TL bedel karşılığı, B blok 14 nolu daire verilmiştir. Daire için kullanılan 127.500 YTL kredinin 88.000 YTL kendisi tarafından ödenecektir. Kredi bakiye borcu ... İnşaat tarafından ...’e ödendiği zaman, ... kredinin tamamını üstlenmiş olacaktır. İstanbul 2. İcra Müd.’nün 2007/16377 sayılı dosya borcunun tamamının ... 30 gün içerisinde ödeyecektir, yine ... ile ilgili taahhütler yerine getirildiği taktirde ...’ün alacağı kalmamıştır ortaklık hissesi bugün itibariyle sonlanmıştır.” ifadesinin yer aldığı görülmektedir. Bu anlaşma ile davalı ...’ün, icra dosyasına konu borcun tamamını ödemek üzere; davacı şirketin ise, davalının bakiye 87.000 YTL alacağı için, B Blok 14 nolu daireyi vereceği, daire için çekilen kredinin 88.000 YTL’sinin davalı ... tarafından ödeneceği ve yine kalan bakiye kredi borcunun davacı şirket tarafından ödenmesi halinde, Kani’nin kredinin tamamını üstlenmiş olacağı yönünde, taahhütte bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla; davalı icra takibine konu borcu
    ödeyecek, davacı ise davalının bakiye alacağı karşılığında (bakiye kredi borcunun davacı tarafından ödenmesi halinde) dairenin devri edimini yerine getirecek ve adi ortaklık bu şekilde tasfiye edilecektir.
    Oysa dosya kapsamından davacının; tasfiye sözleşmesine konu B Blok 14 nolu bağımsız bölümü dava dışı üçüncü kişiye devrettiği, davalının bakiye 87.000 TL alacağını ise ödediğine ilişkin bilgi ve belgeyi dosyaya ibraz etmediği gibi bu yöne ilişkin bir savunmasının da olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı tarafından karşı dava ile talep edilen ve tasfiye protokolü ile hüküm altına alınan bakiye 87.000 TL alacağa ilişkin davanında kabulü gerekir.
    Buna göre; ilk derece mahkemesince; taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu ve ortaklar arasında imzalanan anlaşmanın ise adi ortaklığın tasfiyesine yönelik olduğu dikkate alınarak, davalı/karşı davacının ortaklıktan kaynaklanan bakiye 87.000 TL alacak talebine ilişkin karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik tüm, karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının karşı dava yönünden davacı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi