Esas No: 2021/2712
Karar No: 2022/5559
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2712 Esas 2022/5559 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Dava, avukatların mesleki hataları nedeniyle mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında olan bir zararın tazmini için açılmıştır. Davacılar, zarar gören ile yaptıkları sulh sonucu ödedikleri tutarın poliçe kapsamında olduğunu ileri sürerek, 41.000.- TL’nin tahsili için davalıya dava açmıştır. Davalı ise, poliçe vadesi açısından davacıların poliçe başlangıcından önce rizikonun gerçekleştiğini ve beyan yükümlülüklerini ihlal ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı ve davalı vekilleri, itiraz hakem heyetine başvurmuş ancak reddedilmiştir. Temyiz incelemesi yapılan davada ise, mahkeme bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını belirterek, denetime elverişli, ayrıntılı ve vergi hukuku uzmanı da bulunan bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınmadan karar verildiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
TTK’nın 1435. maddesi: Sigortalının, sigorta ettirdiği rizikonun gerçekleşmesini önleyebilecek konuları veya rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın azaltılması veya önlenmesi için gereken tüm bilgileri sigorta ettirenin bilgisine sunması gerekir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nce verilen 27.01.2021 gün ve 2021/İHK-2609 sayılı karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların icra ettikleri avukatlık görevi nedeniyle meydana gelebilecek mesleki zararları mesleki sorumluluk sigorta poliçesi ile davalıya sigorta ettirdiğini, davacıların takip ettiği bir davada mesleki hatalar sonucunda zamanaşımından kaynaklı hak kaybının oluştuğunu, zarar görenin davacılara zararın tazmini için başvurduğunu, davacıların bu başvuruyu davalıya bildirdiğini ancak başvurunun teminat dışı olduğu gerekçesiyle davalı tarafından reddedildiğini, davacıların zarar gören ile sulh olup anlaşma sonucunda 174.063,00 TL ödeme yaptıklarını bu ödenen tutarın sigorta poliçesi kapsamında olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 41.000.- TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 17/11/2020 tarihli dilekçesiyle 41.000.- TL olan talebini, 174.000.- TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, poliçe vadesi açısından davacıların 10.03.2011 - 2018 tarihleri arasında kesintisiz olarak sigortalı olduğunu, 10.03.2018 tarihinden 12.07.2018 tarihleri arasında kendi iradesiyle poliçeyi yenilemediğini, 12.07.2018 tarihinden sonra ikinci bir poliçeyle sigorta yapıldığını, davacıların zararın ortaya çıktığı davayla ilgili tüm tarihlerin ikinci poliçe tarihinden önce olduğunu, davacıların poliçenin düzenlenmesinden önce rizikonun gerçekleştiğinden haberdar olduğunu ve teminatın poliçe kapsamı dışında kaldığını ayrıca davacının TTK’nın 1435. maddesinde düzenlenen beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek, davanın reddi istenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davaya konu poliçenin talep esaslı düzenlendiğinin anlaşıldığı, davaya konu olayda rizikonun dava dışı müvekillerinin davacı sigortalılardan 25.10.2018 tarihli talebiyle gerçekleştiği, rizikonun vadesi 12.07.2018 tarihinde başlayan poliçe kapsamında kaldığı, davacı avukatların vekalet aldığı 21.08.2015 tarih ile mesleki hatalarına ilişkin tarihin 5 yıllık geriye dönüş süresi içinde olduğu, zarar görenin talep tarihi poliçe başlangıç tarihinden sonra olduğundan sigorta ettiren davacıların rizikoyu poliçe başlangıcında gizlediklerinden söz edilemeyeceği, diğer taraftan davacıların zamanaşımını
kaçırma şeklinde gerçekleşen mesleki işlem hatasını fark ettikleri ve bilerek davalıya bildirmediklerini gösteren bir delil de bulunmadığını, vergiden muaf tutulması gereken kıdem tazminatının ikale ödemesiyle birlikte gelir vergisine tabi tutulması ve bu tutardan yalnızca damga vergisi kesilmesi gerekirken ayrıca gelir vergisi kesilmesi işleminin vergi mevzuatına aykırı olduğu, 23.661,70 TL fazla kesintinin 36.284,14 TL faizi ile birlikte toplam 59.943,84 TL belirlenen zararın sigorta kapsamındaki zarar niteliğinde olduğu, bu zarardan poliçe şartları uyarınca tenzil edilmesi gereken %10 oranındaki muafiyet tenzil edildiğinde sigorta kapsamında ödenebilecek zarar tutarının 53.849,46 TL olduğu gerekçesiyle başvurunun kısmen kabulüne 53.949,46 TL sigorta tazminatının 29.11.2019 tarihinden işleyecek avans faiziyle ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri itiraz etmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyada içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, mesleki sorumluluk sigortasına istinaden sigorta ettirenler tarafından sigortacıya açılan alacak davasıdır. Mesleki sorumluluk sigorta poliçesi teminatı kapsamında olan ve mesleki işlem hatası sonucunda gerçekleşen rizikonun vergi tahakkukundan kaynaklandığı, vergi tahakkukunun değişik vergi kalemlerinden oluştuğu görülmüştür. Bilirkişi raporu ve ek raporunun denetime elverişli olmadığı değerlendirilmiştir. Bu durumda davacıların itirazlarını da karşılayacak şekilde denetime elverişli, ayrıntılı ve vergi hukuku uzmanı da bulunan bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, aşağıda yazılı bakiye 2.251,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.