10. Hukuk Dairesi 2020/10261 E. , 2021/3802 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2019/1027-2020/1060
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 17. İş Mahkemesi
Dava, 3201 sayılı yasa kapsamında yapılan borçlanma hakkı olduğunun tespiti ve ölüm aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı eşinin Almanya’da geçen çalışmalarını 3201 sayılı kanun kapsamında borçlananma hakkı olduğunun tespitini ve 01.02.2017 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini, aksine işlemin iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, davacının talebinin reddine dair Kurum işlemlerinde hukuka aykırı bir husus bulunmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince “... davacının hak sahibi olarak ölen eşinin Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen süreleri 3201 sayılı yasa gereğince borçlanabileceği, borçlanma işlemi sonrası davacının 31/01/2017 tarihinde tahsis talebiyle kuruma başvurduğu ve takip eden ay başı itibarıyla aylığa hak kazandığı anlaşılmakla, davanın kabulüne yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “...Davanın kabulü ile,
Davacının ölen eşinden dolayı 3201 sayılı yasaya göre 5510 sayılı yasa 4/1-a maddesi kapsam ve statüsünde yurdışı borçlanması yapabileceğinin, davacının yaptığı borçlanma işleminin geçerli olduğunun tespiti ile,
31/01/2017 tahsis talebine göre davacının ölen eşinden dolayı tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01/02/2017 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitine,..” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince, “...Davacının müteveffa eşinin 30/09/1997 tarihinde vefat ettiği, hep Türk vatandaşı vatandaşı olduğu, 1965 - 1981 arası Almanyada çalıştığı, böylece borçlanmaya esas süreleri bulunduğu, davacının kendisinin İçişleri Bakanlığı" nın 13/04/2005 gün ve 2005/23 sayılı kararıyla Alman vatandaşlığına geçmek üzere Türk Vatandaşlığından çıkmasına izin verilip, Alman vatandaşlığını kazandığından çıkma belgesini teslim aldığı 29/09/2006 tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kaybettiği, murisinin Türkiye"de 1957 yılında 506 sayılı Kanun kapsamında 41 günlük çalışması bulunduğu, 2000 ve 2004 yıllarında Kurumun eşi hakkında davacıya verdiği cevabi yazılardan bu durumun belirgin olduğu, ilgili malullük, yaşlılık, ölüm prim tahakkuk cetvellerinden de bu hususun anlaşıldığı, 21.12.2016 borçlanma talebi sonrası 900 gün karşılığının 30.01.2017 tarihinde ödendiği, bu gün sayısı karşılığı ödeme miktarı hakkında Kurumun bir niza çıkarmadığı, böylece davacı murisinin Türk vatandaşı olunan yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışmaları borçlanabileceğine ilişkin 5510 sayılı Kanunun 32. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun ilgili hükümleri gereğince tahsis koşullarının gerçekleştiği, mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı Kurum vekilinin başvurusunun 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile, “....Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,...” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı yasanın 32. maddesinin 2. fıkrası " Ölüm aylığı; a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, ...” olması gerektiğini düzenlemektedir.
Dosya kapsamı incelendiğinde, sigortalı eşin 30.09.1997 tarihinde vefat ettiği ve Türkiye’de 41 gün 506 sayılı kanun kapsamında çalışmalarının olduğu, davacının 21.12.2016 tarihinde eşi üzerinden ölüm aylığı tahsisi için, eşinin Almanya’da 12.04.1965-30.04.1981 tarihleri arasındaki çalışmalarını borçlanmak istediği, Kurumun, davacının borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmaması nedeniyle borçlanma talebini reddetmesi üzerine, resen hesapladığı ve 900 günlük olduğunu iddia ettiği borçlanma bedelini 30.01.2017 tarihinde Kurum hesabına ödeyip, 31/01/2017 tahsis talebinde bulunduğu, 05.05.2017 tarihinde eldeki davayı açtığı, Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Mahkemesince, davacının talep tarihinde yurtdışı borçlanma hakkı bulunduğu kabul edilerek, 21.12.2016 borçlanma talep tarihinde geçerli bulunan borçlanma tutarları dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafından 30.01.2017 tarihinde yapılan 15.815,00 TL’lik borçlanma bedeli ödemesinin karşılık geldiği yurt dışı borçlanma gün sayısı davalı Kurumdan sorularak saptanmalı; uyuşmazlık çıkarsa konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmalı, böylece ölüm aylığı koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir irdeleme yapılmaksızın davacı tarafından Kurum hesabına resen yatırılan tutarın 900 güne karşılık geldiğinden bahisle istemin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 23.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.