3. Hukuk Dairesi 2020/5689 E. , 2021/6536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : BURSA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmesi üzerine verilen kararın süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı avukat, davalılardan ... Mermer Sanayii İthalat ve İhracat Limited Şirketi vekili olarak diğer davalılara karşı dava açtığını, açılan bu davada davalıların anlaşarak 300.000 Usd üzerinden bir sulh protokolü düzenlendiğini, protokol düzenlendikten sonra da haksız azledildiğini, protokol bedeli 300.000 Usd üzerinden kendisine akdi ve karşı yan vekalet ücreti ödenmesi gerektiğini, davalıların bu ücreti ödememesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar, davacı avukatın protokolden haberdar olduğunu ve herhangi bir ücrete hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 03/04/2018 tarih 2016/499-2018/187 sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, davalı-borçluların Bursa 5. İcra Müdürlüğü"nün 2016/8353 esas sayılı dosyasında 71.382,00.- TL asıl alacak bakımından yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının icra inkar tazminat talebinin alacak yargılamayı gerektirdiğinden reddine, davalıların kötüniyet tazminat talebinin ispat edilmediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan gerektirici nedenlere ve bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, sulh nedeniyle avukatın akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, ".... davacının anlaşma görüşmeleri ve protokol düzenleneceğinden haberdar olduğu, protokolün düzenlenmesine rol aldığı kabul edilmiştir. Bu durumda bilgisi dahilinde yapılan anlaşmaya istinaden Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesine dayalı olarak davalılardan vekalet ücreti talep etmenin TMK"nın 2. maddesi ile düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı değerlendirilmiş ve itirazın yerinde olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, "... bilirkişi tarafından da hesaplama yapılmış, 47.588,00.-TL akdi, 47.588,00.-TL karşı yan ücret alacağı belirlenmiştir. Davacı vekili 2.2.2018 tarihli dilekçesi ile bilirkişi tarafından ikinci seçenek olarak hesaplanan toplam 95.176,00.-TL nin hükme esas alınmasını istemiş olduğundan akdi vekalet ücreti yönünden bilirkişinin hesapladığı 47.588,00.-TL nin esas alınması gerekir. Davalılar 17.11.2015 tarihinde ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/529 esas sayılı dosya hakkında sulh olunması konusunda protokol düzenlemişler ve akabinde mahkemeye verdikleri dilekçeler doğrultusunda ön inceleme aşamasında olan dava için 19.11.2015 tarihinde duruşma açılmış, taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda davacı davasından feragat ettiğinden davanın reddine karar verilmiş, aynı gün davalı ... davacıyı vekillikten azletmiştir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/529 esas sayılı dosyasında tarafların anlaşması nedeniyle dava ön inceleme duruşmasından önce bitirilmiştir. Karşı yan vekalet ücreti AAÜT"nin 6. maddesine göre sulh ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştiğinden bilirkişinin tarifeye göre hesapladığı ücreti vekaletin yarısı olan 23.794,00.-TL davalılardan talep edilebilir. Davacının icra inkar tazminat talebi alacak yargılamayı gerektirdiğinden, davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin ise davacının kötü niyeti ispat edilmediğinden, yine davacıya 5.000,00.-TL ödeme savunması da yazılı delille ispat edilemediğinden yerinde görülmediği" gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eldeki dosyanın incelenmesinde, davacı avukat tarafından, davalı ... Sanayii İthalat ve İhracat Limited Şirketi vekili olarak diğer davalılara karşı, 04.11.2015 tarihli dava dilekçesi ile, ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/529 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığı, 19.11.2015 havale tarihli davalı ... Sanayii İthalat ve İhracat Limited Şirketi yetkilisinin imzasını taşıyan dilekçe ile davadan feragat ettiklerinin bildirildiği, bunun üzerine 19.11.2015 tarihinde mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 17.11.2015 tarihli protokolde ise, ... ve ..."ın ..." e 300.000 Usd ödediği, bu ödeme ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/529 esas sayılı dosyasından vazgeçeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, tarafların birbirlerinden herhangi bir hak ve alacağının kalmadığının kararlaştırılıldığı görülmektedir. Ayrıca davacı avukatın, davalı ... Sanayii İthalat ve İhracat Limited Şirketi tarafından 19.11.2015 tarihinde azledildiği sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla " İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur. Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte
ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir. Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca, alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar. Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır. Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu" nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır" şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin söz konusu içtihadı birleştirme kararına göre, davalılar Marble Madencilik Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi ve ..."ın davacı avukatın hak kazanacağı akdi vekalet ücretinden sorumlu olmamasının kabulü gerekir. Bu durumda yukarıda anlatılan İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 15/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.