20. Hukuk Dairesi 2015/8773 E. , 2015/11663 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/20-2013/556
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALI : SS A.. A... Arsa ve Yapı Kooperatifi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı adına kayıtlı olan eski Duacı köyü 254 sayılı 1760 m² yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27843 ada 59 parsel sayısı, 1780,77 m² yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi "Tapu kütüğünde olduğu gibi" şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edildiği tutanak arkasına yazılmıştır.
Orman Yönetimi, 08.07.2010 tarihinde, parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 2010/457 E. - 2012/632 K. sayılı ilâmla; 22/2-a çalışmalarının teknik ölçülere uygun olduğundan keşif yapılmasına gerek olmadığı, kesinleşen tapu kaydı ve tutanaklarına karşı 3402 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddelerine göre kadastro mahkemesinin görevsiz olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine dava dosyası asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece Duacı köyü eski 254 (yeni 27843 ada 59) parselin SS. A.. Arsa ve Yapı Kooperatifi adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları getirtilmiş, 19/02/1990 tarihinde kayıtlı iken 02/10/2007 tarihinde tasfiyeye geçtiği, 18/12/2008 tarihinde tasfiyenin tamamlanarak terkin işleminin yapıldığı belirlendiğinden kooperatif üyelerinin kayıtları getirtilmek suretiyle adlarına tebligat çıkartılarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra çekişmeli taşınmazın tamamı kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalmakla birlikte geldisi olan 75 parsel nolu ilk tapulama tutanağına revizyon gören Mart 1952 tarih 235 numaralı tapu kaydının, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununa göre oluştuğu, yapılan uygulamaya göre taşınmazın bu kayıt kapsamında kaldığı, orman içinde iken özel kanunlara göre şahıslar adına düzenlenen tapuların geçerliliğini koruduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, tesbit ve dava tarihinden önce 1946 yılında 8 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1952 yılında 5653 sayılı Kanuna göre yapılan maki tefrik işlemi; 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 numaralı ekip tarafından yapılıp 14.05.1980 tarihinde, komisyon çalışmaları da 11.03.1981 tarihinde ilân edilerek, itirazsız yerlerde 14.05.1981, itirazlı yerlerde ise 11.03.1981 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi, 23.12.1988 tarihinde ilânı edilen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması da vardır.
Dairemizin birçok kararında açıklandığı üzere; 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler orman sayılır. Bilimsel ve teknik olarak % 12’den fazla eğimli sahalar orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza makisi yani orman sayılır. Bu nitelikteki taşınmazların 5653 sayılı Kanunun 1/son maddesine göre makiye ayrılmaları olanaklı olmadığı gibi 4753 sayılı Kanunun 8. maddesinde de ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. 22.03.1996 tarih ve 1993/5-1 sayılı İnançları Birleştirme Kararında özel Kanun hükümlerine göre oluşturulan tapulara değer verileceği belirtilmişse de, anılan İnançları Birleştirme Kararının orman niteliğini koruyan makilik alanlara uygulama yeri bulunmamaktadır. 22.03.1996 tarihli ve 1993/5-1 sayılı Y.İ.B.B.G.K. kararı, 5653 sayılı Kanuna göre Kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak makiye ayrılan ve özel Kanunlar gereğince oluşturulan tapulu yerlerde uygulanır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.10.1999 gün ve 1999/7693-9956 sayılı kararında, muhafaza makilikleri orman rejimine tâbi olacağından, verilen tevzii tapularının hukukî geçerliliğinin bulunmadığı kabul edildiği gibi, yine aynı Dairenin 19.09.2001 gün ve 2001/8253 - 9337 sayılı kararı ile de eğimi % 12’den fazla olan makilik alanlar hakkında 5653 sayılı Kanunun 43. maddesi hükmüne göre Bakanlar Kurulu Kararı olmasa dahi o yerin muhafaza makisi (Devlet Ormanı) sayılacağı, keza Hukuk Genel Kurulunun 25.11.2000 gün ve 2000/1663-1664 sayılı, keza yine Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 gün ve 2001/20-214/239 sayılı kararında da % 12’den fazla eğimli taşınmazların muhafaza makisi niteliğinde orman sayılacağı görüşü benimsenmiştir.
Somut olayda, çekişmeli taşınmazın, 1946 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde iken 1952 yılında yapılan maki tefrik işleminde makilik alan içinde kaldığı, 1963 yılında yapılan tapulama sırasında 4753 sayılı Kanun ile oluşan Mart 1952 tarih ve 235 sıra numaralı tapu kaydı uygulanmak suretiyle tarla niteliğiyle gerçek kişiler adına tespit edildiği, 1962 tarihli memleket haritasında üzerinde makilik işareti bulunan yeşil alanda kaldığı, eğiminin % 1 - 2 olduğu belirlenmiş olmasına göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun görülen hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.