Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1487
Karar No: 2019/2352
Karar Tarihi: 27.05.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1487 Esas 2019/2352 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2018/1487 E.  ,  2019/2352 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki asıl davada kooperatif üyeliğinin tespiti, birleşen davada tapu iptali ve tescil, tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı ile asıl ve birleşen davada davacı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin 1985 yılında davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve 1990 yılına kadar düzenli olarak aidatlarını ödediğini, ancak usulsüz olarak üyelikten ihraç edildiğini, bunun üzerine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda müvekkilinin üyeliğe kabul edilip, mahkemece kararın icra yoluyla infaz edildiğini, 28.06.2003 tarihinde yapılan genel kurulun 10. gündem maddesinde müvekkiline gayrimenkul teslim edilmemesi hususu çoğunluk oyu ile kabul edildiğini, oysa üyeliğinin devamı kararının aynı zamanda gayrimenkul teslimini de içerdiğini, davalı kooperatifin bu yükümlülüğünden kaçındığını, müvekkilinin ne kadar borcu olduğunun kendisine bildirilmediğini, genel kurulda kooperatifin vekili olan diğer davalı ..."in kabulü görüşünün oylandığını, diğer üyelerin 1996 yılında anahtarlarını teslim almış iken müvekkilinin davalarla uğraştığını ileri sürerek, 28.06.2003 tarihli genel kurul kararının iptaline, müvekkilinin üye olduğunun mahkeme kararı ile hüküm altına alındığının tesbitine, müvekkilinin şayet davalı kooperatife borcu varsa bunun tespitine, müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı kooperatif vekili, mahkeme kararında davacının kooperatif üyesi olduğunun tespitine şeklinde hüküm kurulduğunu ve mahkeme kararının gereğinin yerine getirildiğini, davacının ilk açtığı davada, konutun tescil ve teslimi şeklinde talepte bulunmadığını, davacının 1985-1990 yıllarında aidat ödediğini, geri kalan 13 yıl boyunca hiçbir ödemede bulunmadığını, müvekkilinin davacıya konut teslim borcu altında bulunmadığını, davacının muhatabının kooperatif olup vekil ve yönetim kurulu üyeleri olan diğer davalıların bir sorumlulukları olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... kendisinin davalı kooperatifin vekili olduğunu, karar ve yürütme görevinin olmadığını, davada kendisine husumet düşmeyeceğini belirtmiş, diğer davalılarda davanın reddini savunmuşlardır.
    Davacı tarafından davalı kooperatif hakkında açılan tapu iptali ve tescil istemli davanın aynı mahkemenin 22.03.2012 gün, 2004/589 Esas, 2012/121 Karar sayılı kararı ile asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece, 06.10.2017 tarihli karar ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; Dairemizin 11.04.2013 gün, 2013/388 Esas, 2013/2339 Karar sayılı ilamıyla; “a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır. b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( Toptan eşya fiyat endeksi "TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır. c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır. d- Bunu takiben davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir. (e) Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar belirlenerek; davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarları hususunda açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmak üzere, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, Dairemizin 20.01.2014 gün, 2013/6304 Esas, 2014/262 Karar sayılı ilamı ile davalı karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan tüm davalarda, davacıya bağımsız bölüm tahsis talebinin gerekçesiz ve soyut şekilde reddi yönündeki genel kurul kararının yoklukla malul olduğu, üyeliği devam eden davacının, kooperatifin haksız uygulaması sebebiyle ihracına karar verilmesi sebebiyle bu karar sonrası kooperatif borçlarını ödememesi sebebiyle bir kusuru bulunmadığı gerekçesiyle, ana ve birleşen davanın kooperaif yönünden kısmen kabulü ile davaya konu ... ili ... ilçesi ... Mah., 357 ada, 1 parsel, sayılı taşınmaz üzerinde kain 87 no.lu bağımsız bölümün davalı kooperatif adına kayıtlı tapusunun iptali iken davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, tespit edilen 21.588,54 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine; davacının davalı kooperatif ve diğer davalılara karşı sair maddi tazminat taleplerinin sübuta ermemesi sebebiyle reddine ve yine manevi tazminat koşulları oluşmadığından manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleşen davada davalı ve davacı vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Kooperatiflerde üyenin edimi, aidat borçlarını yerine getirmek; kooperatifin edimi ise aidatların tam ödenmesi karşılığında kullanılmaya müsait bir bağımsız bölümün üyeye tahsis edilmesidir. Aidat ödemelerini tam yerine getirmeyen üyenin tapu talep etme hakkı yoktur. Ödenmeyen aidatların depo edilmesi marifetiyle de tapu iptalinin talep edilmesi mümkün değildir.
    Somut olayda davalı üyenin kooperatif aidat borçlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kooperatifin davacıya bağımsız bölüm tahsis etmemesi Kooperatifler Kanunu"na uygun bir harekettir. Davacı henüz edimini yerine getirmeden davalıdan edimini talep edemeyeceğine göre kooperatiften ihraç edilmeyen davacının da istifa etmediği anlaşıldığından henüz ödemesi bekleyen bir ortak olduğu için davanın bu aşamada reddi gerekirken eksik ödemenin depo edilerek tescil kararı verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Bozma nedenine göre asıl ve birleşen davada davalı ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi