4. Hukuk Dairesi 2011/279 E. , 2011/1053 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 09/03/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... için görev yönünden, davalı ... için ise husumet nedeniyle davanın reddine dair verilen 16/09/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davalılardan ..."na yönelik temyiz itirazlarının reddiyle davalıya yönelik karar onanmalıdır.
2-Diğer davalı ...’a yönelik temyiz itirazına gelince; davacı, doktor olan davalılardan ...’ın, katarakt ameliyatı sırasındaki tedbirsizlik ve dikkatsizliği sonucu gözünde görme kaybına yol açtığını ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davalılardan ... yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle; diğer davalı ... yönünden ise Anayasa"nın 129/5. maddesi gereğince husumet yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Anayasa 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası"nın 13/1 maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği benimsenmiştir. Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Davacı, davalı gerçek kişinin kişisel kusuruna dayandığına göre davacının uğradığı zararın davalı doktorun kişisel kusuru sonucu gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılardan ..."a yönelik bölümünün BOZULMASINA; diğer davalı ...’na yönelik temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile kararın davalı ... yönünden ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/02/2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken (görevlerini yaparken) kusurları sonucu şahıslara zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar gören şahısların kamu görevlileri aleyhine adli yargıda açtıkları tazminat davasıdır.
Anayasa’nın 129/5. maddesindeki “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir” hükmü ile buna paralel olarak düzenlenmiş olan 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13. maddesi hükmünün açık, net ve amir olması, bu düzenlemeler gereğince kamu görevinden dolayı zarar gören kişilerin ancak idare aleyhine idari yargıda dava açabileceği, kamu görevlisi aleyhine adli yargıda dava açılmasının ve açılacak bu davalarda kamu görevlisinin kişisel kast veya kusurunun araştırılmasının mümkün olmaması, yasa hükümlerine aykırı yorum ve uygulama yapılamayacağı, idari yargının görevine giren davaların kamu düzenine aykırı sonuç doğuracak şekilde adli yargıda görülemeyeceği, kamu görevlileri hakkında adli yargıda kişiler tarafından açılan tazminat davalarının kast ve kusur araştırması yapılmaksızın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne 2. bent yönünden katılmıyorum. 03/02/2011