3. Hukuk Dairesi 2016/877 E. , 2017/10785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalıların çocukları tarafından müvekkilinin aracına taş ile çizilmek suretiyle zarar verildiğini, zarar nedeniyle aracın tamir ve işçilik masrafları olduğu gibi aracın kazasız olması sebebiyle piyasa değerinde de değer düşüklüğü meydana geldiğini belirterek masraf ve değer düşüklüğü tutarı olan 3.171,90 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 01.12.2014 havale tarihli dilekçesi ile de talebini 9.500 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davacı ile ceza yargılaması sırasında anlaştıklarını; ayrıca çocuklarının davacının aracına zarar vermediklerini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalılar Serpil ve ..."ın müşterek çocuğu ....davacının aracına zarar verdikleri ve davalıların olay tarihinde 18 yaşından küçük olan çocuklarının verdikleri zarardan TMK.’nın 369. maddesi kapsamında aile başkanının sorumluluğu gereği müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle, makine mühendisi bilirkişinin raporu doğrultusunda davanın kabulü ile; 9.500,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, aile başkanının sorumluluğuna dayalı, araç hasar bedeli ve araç değer kaybından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
.-HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. HMK’nın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için mahkemenin, gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bu bağlamda hâkim, bilirkişi raporunu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişki giderilmeden karar verilemez.
Mahkemece, benimsenen 28/11/2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 8.000,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/33 D.İş Esas ve Karar sayılı delil tespiti dosyasından alınan ilk raporda aracın değer kaybı 1.750 TL, ikinci raporda ise 3.000 TL olarak tespit edilmiştir. Delil tespit dosyasındaki raporlar ile dosyadaki bilirkişi raporları arasında, aracın değer kaybı yönünden çelişki vardır. Mahkemece çelişkiler giderilmeksizin anılan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece; konusunda uzman bilirkişiden yeniden, bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri de giderecek nitelikte, davacı aracının modeli, yaşı, kilometresi, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın olay öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre değer kaybının tespiti için yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1.bend gereğince davalıların diğer temyiz itirazının reddine, temyiz olunan hükmün 2.bendde açıklanan nedenle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.