3. Hukuk Dairesi 2016/17380 E. , 2017/10822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dışı ilköğretim okulları tarafından muhtelif aboneliklere kayden su tüketilmiş olduğunu, fatura bedelinden davalıların birlikte sorumlu olduklarını ancak davalıların, fatura bedelini ödemediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 601.058,33 TL su bedeli asıl alacak, 971.132,92 TL gecikme zammı ve 174.804,36 TL KDV olmak üzere toplam 1.746.995,61 TL"nin davalılardan tahsiline ve asıl alacağa 19.09.2008 tarihinden itibaren, ödeme tarihine kadar 6183 sayılı Kanunun 51.maddesi gereğince gecikme cezası ve KDV ve KDV alacağına da yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalı Ankara İl Özel İdaresine izafeten Ankara Valiliğine yönelik davanın husumet nedeni ile reddine, davalı ... Bakanlığına yönelik davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine 13.Hukuk Dairesinin 2010/13474 E.- 2011/8819 K.sayılı ilamı ile hükmün "...davacı tarafından davalılar aleyhine su tüketiminden dolayı ödenmeyen borçların tahsili talep edildiğinden, bu yöndeki talebin 6111 sayılı Kanun kapsamında kaldığı açık olmakla, davalıların 6111 sayılı kanun hükümlerinden faydalandırılması konusunda müracaat etmeleri ve borcu ödedikleri takdirde davadan vazgeçilmesinin mümkün olduğu veya davanın konusuz kalacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalıdan 6111 sayılı Kanun gereğince davacıdan borcun yapılandırılması konusunda bir talebi olup olmadığının sorulup, talebi olduğu takdirde bu konuda tarafların delilleri de toplanarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Sözkonusu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı İl Özel İdaresi aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, davalı ...
aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hükmün, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, bu kez Dairemizin 13.02.2014 tarih, 2013/17657 esas, 2014/2144 karar sayılı kararı ile, "...Davacı tarafın davalı İl Özel İdaresi hakkında verilen hükme yönelen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına; Tarafların davalı ... aleyhine açılan davada verilen hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde, (...) Buna göre, mahkemece; öncelikle davaya konu aboneliklere ait sözleşmelerin asılları veya onaylı suretleri davacı taraftan celbedilmeli, devamında taraflarca sunulan belgeler ile abonelik sözleşmeleri göz önüne alınmak ve değerlendirilmek suretiyle denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınmalı ve sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmelidir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m. 326/1) Ancak, feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. (HMK 312/1)
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesinde, "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz."" hükmü düzenlenmiştir.
Bunun yanında, 6111 sayılı Yasanın 17.maddesinin d bendinin son cümlesi gereğince ise, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin ilk taksitle birlikte davacı kurumca tahsil edilmesi zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, davalı Mili Eğitim Bakanlığının yapılandırma kapsamında kabul edip ödediği ve konusu kalan 1.297.866,55 TL üzerinden de vekalet ücreti verilmiş olması diğer bir ifade ile bu bedel de dahil edilmek suretiyle tüm bedel ( 1.414.910.00 TL) üzerinden vekalet ücreti verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.