3. Hukuk Dairesi 2021/117 E. , 2021/10797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın giderilmesi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketten devre mülk satın aldığını, satış görüşmeleri sırasında giderlerin mülkün kiralanması halinde kira ücretinden karşılanacağının belirtildiğini, daha sonra ise konaklama yapmamasına rağmen yıllık bakım ve onarım bedeli olarak 7 gün için 700 TL aidat istendiğini, söz konusu aidatın hakkaniyet aykırı olduğunu ileri sürerek; sözleşmedeki yıllık 150 dolar aidatın, Türk Lirası üzerinden düzenlenmesini talep etmiş, yargılama sırasında yıllık 150 TL’ye düşürülmesini istemiştir.
Davalı; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; dava konusu devre tatil sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı, yıllık aidat olarak belirlenen 150 Doların haksız şart teşkil ettiği gerekçesiyle, avukat bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile taraflar arasında akdedilen 29/01/2018 tarihli sözleşme gereğince yıllık aidat miktarının 150 TL olarak belirlenmesine, sözleşmenin diğer şartlarının aynen muhafazasına, yıllık artış oranının Tefe + Tüfe / 2 olarak devamına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeter açıklık taşıdığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Taraflar arasındaki 09/01/2018 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile 1/52 hissesinin davacıya satışının yapıldığı, 1+1 üniteler için 2017 yılı aidatının 150 dolar belirlendiği görülmektedir. Davacı, yargılama sırasındaki beyanında sözleşmeden dönme iradesi olmadığını, aidatın 150 TL’ye düşürülmesini istediğini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Yargılama sırasında avukat bilirkişiden kök ve ek rapor alındığı, kök raporda; emsal aidat bedellerine dair bilgi bulunmadığı belirtilerek tüketicinin talebi doğrultusunda aidat miktarının tespit edilebileceğinin belirtildiği, davalı tarafın itirazı üzerine alınan ek raporda ise, değer tespitine yönelik gayrimenkul uzmanı tarafından inceleme yapılması gerektiğinin açıklandığı, buna karşın ilk derece mahkemesince başkaca uzman bilirkişi incelemesi yapılmadan aidat miktarının 150 TL olarak belirlenmesine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Bundan ayrı, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca belirlenen para biriminin değiştirilemeyeceğinin dikkate alınmaması da doğru görülmemiştir.
Buna göre, ilk derece mahkemesince; dava konusu 1+1 daire tipi mülkün bakım ve giderleri gözetilerek, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu aidatın miktarının tespiti amacıyla, bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde avukat bilirkişiden alınan rapor ve değer tespitine yönelik inceleme yapılmadan eksik araştırma ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.