Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/23057
Karar No: 2010/8803
Karar Tarihi: 30.3.2010

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/23057 Esas 2010/8803 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2008/23057 E.  ,  2010/8803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı,yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil
    alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    HUMK.’un 413. maddesi uyarınca davacı yargılama giderlerini harç tarifesi gereğince ödemek zorundadır. Bunun ayrık hali adli yardımdır.
    Genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca konu olan işlemin yapılmasını isteyen kişiler ödemekle mükelleftir. Herhangi bir istek olmaksızın resen yapılacak işlemlere ait harçlar, aksine hüküm yoksa, lehine işlem yapılan kişilerden alınır.
    Türk Yargı sistemine göre hakim kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da, tarafların istekleri ile bağlı tutulmuştur. (HMUK. 72,75) Bu yolla, "delillerin taraflarca hazırlanması" prensibinden hareket olunarak ilgililer, dinletmek istedikleri tanıklar ile bilgisine başvurulmasını diledikleri bilirkişilerin keşif ve benzeri incelemelerin gerektirdiği masrafları karşılamakla yükümlü tutulmuşlar, buna uymamaları halinde de isteklerinden vazgeçmiş sayılacakları öngörülmüştür. (HMUK. 414) Usulün 159-163. maddeleri ise bu konuda tamamlayıcı hüküm olarak uygulanır.
    Kendiliğinden yapılması gereken işlemlerde ise HUMK.’un 415. maddesi uyarınca giderlerin taraflardan birine veya her ikisinin ödenmesine karar verilebilir. Belirlenen süre içinde işleme ait gider ödenmez ise ilerde ilgilisinden alınmak sureti ile Devlet Hazinesi’nden ödenmesine karar verilmesi gerekir.
    Yargılama giderlerinin o dava içinde istek olmasa bile, mahkemece kendiliğinden çözümlenmesi gerekir. Yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz. Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir.(29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK.). Bu bağlamda, yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. (HUMK.m.417/l, m. 423/b.6).
    2.3.1976 gün 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın açılmasından önce yapılan delil tespitine ilişkin giderler de yargılama giderinden sayılır.
    Davanın tarafları, gösterdikleri tanıkların dinlenmesinden vazgeçmedikleri sürece, bu tanıkların ifadelerinin alınıp değerlendirilmesi gerekir. Tanık deliline dayanan taraf tanıklarının ücretlerini, davetiye masraflarını ve diğer giderleri mahkeme veznesine peşin olarak ödemek zorundadır (HUMK. md. 423/2). Verilen kesin süre içersinde bu giderlerin karşılanmaması halinde tanık dinlenmek isteğinden vazgeçilmiş sayılır (HUMK. md. 414).
    Duruşmada bulunmak istemeyen taraf, dinletmek istediği tanıkların davetiye giderleriyle olası ücretlerinin tutarını, rahatlıkla ve tamamen karşılayacak miktarda parayı mahkemeye göndermek zorundadır. Dilekçe vererek masraf tutarının kendisine tebliğini ve ondan sonra usul işlemlerinin yapılmasını ve delillerin toplanmasını isteyemez. Aksini kabul etmek, tarafın duruşmaya gelmeden yargılamayı sürdürmesine yol açar.
    Gerek öğreti ve gerekse yerleşik yargısal kararlarda, kanıtlama yükümlülüğü altında bulunan tarafa, kesin önel konusu usuli işlemleri hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde tek tek açıklanmalı, keşif için yapılması zorunlu olan giderler parasal olarak saptanıp bildirilmeli, ödeme için verilen süre belirtilmeli ve bu hususların yerine getirilmemesi halinde doğacak sonuçlar da ihtar olunmalıdır. Diğer yandan, ilgilisinin yokluğunda verilen ve aleyhe sonuçlar içeren ara kararlarının bildirilmesi ve bunun da 7201 sayılı Tebligat Yasası hükümlerine uygun olarak yapılması; giderlerin ise, taraflardan alınması veya suçüstü ödeneğinden karşılanması gerekir. ( HUMK.m.415 ).
    Bir davada asıl talebin konusuz hale gelmesi durumunda, bunun fer"i (yan) niteliğindeki diğer talepler hakkında yargılamaya devam edilerek, bunlar hakkında da bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek, davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum etmesi gerekir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 423 ncü maddesinin 6 ncı bendinde açıkça belirtildiği gibi, vekalet ücreti bir yargılama gideridir. Bu nedenle, 29/5/1997 gün, 4/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında yazılı olduğu şekilde, yargılama giderlerinden olan avukatlık parası, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden hükme bağlanır. Davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekalet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir (HUMK. M.416, M.417)
    Yargılama harç ve giderleri, HUMK.’un 417. maddesi uyarınca kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Bu durumda yapan taraf haklı ise yaptığı gider karşı tarafa yükletilmeli, haksız ise yapılan yargılama gideri üzerinde bırakılmalıdır.
    Yargılama harç ve giderlerinin davada haksız çıkmış olan tarafa yükletilmesine ilişkin ana kuralın ( HUMK.m.417, I ) bazı ayrık halleri vardır. Kanun, "kanunen musarrah olan hallerden maadasında" deyimi ile, bunu kasdetmiştir. Bu ayrık halle
    1 ) Davalı, ilk oturumda davayı kabul eder, hal ve durumu ile kendisine karşı ( aleyhine ) dava açılmasına sebebiyet vermemiş ise, ( davayı kabul etmiş olmasına rağmen ) yargılama giderlerine mahkum edilemez ( HUMK. m.94, II ),
    2 ) Davada haklı çıkmış ( lehine hüküm verilmiş ) olan taraf, aşağıdaki hallerden birini yapmış ise, ( davayı kazanmış olmasına rağmen ) yargılama harç ve giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir ( HUMK. m.418 ):
    a ) Bilerek ve isteyerek ( bililtizam ) davayı uzatmak ,
    b ) Gereksiz masraf yapmak,
    c ) Elinde bulunup da hükme etkisi olan belgeleri zamanında karşı tarafa ( hasmına ) bildirmemek.
    3 ) Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacı tarafı, davalı sıfatı kendisine ait imiş gibi yanıltır, davacı, bu kişiye karşı dava açar ve davası sıfat ( pasif husumet ehliyeti ) yokluğundan dolayı reddedilirse, davalıya yargılama gideri ödemeye mahkum edilemez; bilakis, bu halde davayı sıfat yokluğundan dolayı reddettirmiş olan davalının, davacıya yargılama gideri ödemesine karar verilmelidir,
    4 ) Bir taraf, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren ( geçmişe etkili ) yeni bir kanun hükmü veya yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davada haksız çıkarsa ( davayı kaybederse), davada haksız çıkmış olmasına rağmen, yargılama giderlerine mahkum edilemez; çünkü dava açıldığı anda haklı durumda idi,
    5 ) Yargıtay ...m.639"a göre açılan tescil davasını kaybeden Hazine"nin ( ve ilgili kamu tüzel kişisinin ) kanuni hasım olması nedeniyle yargılama giderlerine ( ve bu arada vekalet ücretine ) mahkum edilemeyeceği görüşündedir.
    6 ) Islah yapan, davayı kazanmış olsa bile, ıslah giderinden kendisi sorumludur.
    7 ) Eski hale getirme talebinde bulunan taraf, davayı kazanmış olsa bile, eski hale getirme talebinin ve hükümsüz sayılan işlemlerin giderlerine kendisi katlanır.
    Yukarıda sayılan istisnalar dışında tüm davalarda ana kuralın uygulanması gerekir. HUMK.nun 417. maddesinde kanunen sayılan haller dışında mahkeme giderlerinin aleyhine hüküm verilenden alınması gerekir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, yargılama giderlerinin kabul/ret oranına göre paylaştırılması gerekir(Dairemizin 30.10.2008 gün ve 2008/30384 Esas, 2008/29515 Karar sayılı ilamı).
    Yargılama sonunda hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir. Bu bağlamda, yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.
    Davada haksız çıkan tarafta birden fazla dava arkadaşı varsa, mahkeme HUMK.nun 419 ncu maddesi gereğince yargılama harç ve giderlerini, davadaki ilgilerine göre bu dava arkadaşları arasında paylaştırır, bu halde, her dava arkadaşının sorumlu bulunduğu yargılama gideri miktarı hükümde ayrı ayrı gösterilmelidir. Mahkeme aynı hüküm gereği, tüm dava arkadaşlarının zincirleme sorumluluklarına da karar verebilir. Anılan hükümde birlikte sorumluluk ve ayrı ayrı sorumlulukta mahkemeye seçimlik bir yetki tanınmıştır.
    Davanın görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle reddine veya davanın nakline ya da açılmamış sayılmasına karar verildiğinde, yargılama giderleri istemlerin de kararı veren mahkemece hüküm altına alınması zorunludur. Bir başka anlatımla görevsizlik, yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine karar veren mahkeme, o ana kadar yapılan yargılama
    gideri ve vekalet ücretine de ayrıca ve açıkça karar vermelidir. Bu konuda görevli veya yetkili mahkemenin karar vermesi şeklindeki kararları usule aykırı olacaktır
    Somut olayda, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı dışındaki talepleri kabul edilmediği halde hüküm fıkrasında, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma alacağı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyerek HUMK 388 maddesine aykırı hareket edilmesi hatalıdır. Ayrıca kabul edilen taleplerin ıslah dilekçesiyle daraltılmış olmasına rağmen bunun kısmi feragat niteliği taşıdığı göz önüne alınmaksızın davalılar lehine yargılama giderlerine hükmedilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi