2. Hukuk Dairesi 2013/23261 E. , 2014/7119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İstanbul 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :20.06.2013
NUMARASI :Esas no:2011/992 Karar no:2013/382
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, davalı koca lehine hükmedilen manevi tazminat, iştirak nafakasının miktarı, ziynet ve katılma alacağı yönünden; davalı (koca) tarafından ise manevi tazminatın miktarı, ziynet alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının önele rağmen ziynetler ve katılma alacağı yönünden peşin nispi harçları tamamlamadığının anlaşılmasına göre, davalı kocanın tüm, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Dava. 29.12.2011 tarihinde açılmış, davacı dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunmamış, bu talebini 20.12.2012 havale tarihli dilekçe ile ileri sürmüştür. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK md. 141/1). Davacının dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa 20.12.2012 tarihli ikinci duruşmada ileri sürülen manevi tazminat isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacının manevi tazminat talebi artık incelenemez. Bu durumda manevi tazminat talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilecek yerde; kesin hüküm oluşturacak şekilde davacı kadının manevi tazminat talebinin "süresi içinde talep edilmediğinden" reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece davacı kadın tam kusurlu kabul edilerek davalı koca yararına manevi tazminata hükmedilmiş ise de; toplanan delillerden davalı kocanın sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, eşine şiddet uyguladığı, davacı kadının ise birlik görevlerini yerine getirmediği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda, davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken davacı kadının tam kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak davalı koca lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Ataberk"in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur tespiti, her iki tarafın manevi tazminat talepleri hakkında verilen karar ve iştirak nafakası miktarı yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 119.00 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.03.2014 (Per.)