17. Ceza Dairesi 2015/9039 E. , 2015/2839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
04.06.2010 tarihli yakalama tutanağı, müştekinin, eve giren kişiyi komşularının yakalayıp kendisine haber verdiklerini ve kendisinin de olay yerine gelip yakalanan kişiyi kolluğa teslim ettikleri şeklindeki beyanları ve suça sürüklenen çocuğun müştekinin apartmanına neden girdiğini açıklamaktan uzak “isminin Sercan olduğunu ancak soy ismi ve adresini bilmediği bir arkadaşının Mezitli tarafında oturduğunu bildiğinden onu aradığı”şeklindeki savunması ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde bir isabetsizlik görülmediğinden ve tanık ...."ın dosya içerisinde mevcut yaşı büyük suç arkadaşının kovuşturması sırasında alınan beyanlarının da Uyap sorgusunda elektronik imzalı olması ve yine elektronik imzalı üst yazı ile gönderildiği anlaşıldığından tebliğnamadeki bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde
Suça sürüklenen çocuk hakkında seçenek yaptırıma çevrilen cezanın ertelenemeyeceği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçun suça sürüklenen ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde
Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve suça sürüklenen hakkındaki sonuç ceza seçenek yaptırıma çevrildiğine göre ertelenmesine karar verilemeyeceğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında sonuç olarak verilen 1 yıl hapis cezasının, 5237 sayılı TCK"nun 50/1-c maddesi uyarınca "iki yıl süreyle bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesi" şeklinde tedbire çevrilmesi yerine, infazı kısıtlar şekilde "en az 2 yıl süre ile Mersin Gençlik ve Spor İI Müdürlüğüne başvurusu ile fiziki yapısı ve yeteneğine göre kendi seçtiği ve kurumca da onaylanan bir spor branşında eğitim görme seçenek yaptırımına çevrilmesine" karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Hakan Durgun müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘TCK’nun 50/1-c.maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘Sanığın TCK"nun 50/1-c maddesi uyarınca iki yıl süreyle bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine’’ tümcesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Suça sürüklenen çoçuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde, suçun nitelendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak
1-5271 sayılı CMK.nın 231/6. fıkrasında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş olması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının arandığı; konut dokunulmazlığını bozma suçunun müstakil bir zarar yaratmadığı da dikkate alındığında, hakkındaki hapis cezası suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması da değerlendirilerek ertelenen suça sürüklenen hakkında yerinde ve yeterli olmayan “zararın giderilmediği” şeklindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Uygulamaya göre de;
a- Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f maddesine göre, kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirine çevrilmesi sırasında anılan madde uyarınca suça sürüklenen çocuğa gönüllü olup olmadığı sorulmadan yazılı şekilde karar verildiği gibi tedbirin ne kadar süre ile uygulanacağının da belirtilmemesi
b-Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezan seçenek yaptırımlara çevrildiğine göre, erteleme imkanı olmadığının düşünülmemesi
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun, cezanın tür ve süresi yönünden kazanılmış hakkının korunmasına 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.