Esas No: 2021/1017
Karar No: 2022/5152
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1017 Esas 2022/5152 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı ile davalı arasındaki cari hesap ilişkisi çerçevesinde, davacının davalıya verdiği çeklerin karşılığı malların teslim edilmediği iddiasıyla açılan davanın ilk derece mahkemesince kabul edilerek, davalının borçlu olduğuna karar verilmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, davacının çekleri avans olarak verdiğini iddia etmesine karşı, yazılı delille kanıtlayamadığını ve davalının karşı tarafa mal teslim ettiğini savunduğunu belirterek, davanın reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davacının çekleri avans çeki olarak verdiği iddiasını ispat yükünün kendisinde olduğunu ancak davalının savunmasıyla birlikte ticari defter ve kayıtların incelenmesi gerektiği kanaatine vararak, Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 222. maddesi uyarınca taraflara ait ticari defterlerin ve kayıtların ibrazının sağlanarak davaya konu çeklerle ilgili kayıtların bulunup bulunmadığı, bu çeklerin hangi ticari ilişki kapsamında verildiği tetkik edilerek sonucuna göre karar veril
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 31.10.2017 tarih ve 2014/596 E- 2017/293 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 23.10.2020 tarih ve 2020/920 E- 2020/1287 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketin cari hesap ilişkisi içerisinde mal ve hizmet alımı yaptığını, bu ticari ilişki kapsamında hazır beton siparişi amacıyla ön sipariş çeki olarak davalı şirkete verilen çeklerin karşılığı olan malların davacıya teslim edilmediğini, buna rağmen davalı yanca müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapıldığını ileri sürerek, davacı şirketin keşidecisi olduğu 18/02/2014 tarih ... çek nolu 128.747,68 TL çek, 25/02/2014 tarih ... çek nolu 128.747,68 TL'lik, 20/04/2014 tarih ... çek nolu 175.000,00 TL'lik ve 20/03/2014 tarih ve ... çek nolu 159.000,00 TL'lik çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının ve Kastamonu 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2664 E. ve 2016/3698 E. sayılı dosyalardan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve çek tutarlarının %20'si kadar kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; çeklerin ön sipariş çeki olduğu iddiasının tamamen asılsız olduğunu, malların davacıya teslim edildiğini savunarak davanın reddi ile %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalıya ait ticari defter kayıtlarına göre menfi tespit istemine konu icra dosyalarında dayanak olarak gösterilen çeklere ilişkin davalının davacıdan alacaklı olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, davalı tarafın dava konusu çeklerle ilgili icra takibi yapmakta hukuki yararının bulunmadığı ve davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davacının Kastamonu 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2664 E. sayılı icra takip dosyasına konu; TEB A.Ş.ye ait, 20/03/2014 keşide tarihli ve ... nolu çek sebebiyle ve Kastamonu 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3698 E. sayılı icra takip dosyasına konu TEB A.Ş'ye ait 20/04/2014 keşide tarihli ve ... nolu çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında hesaplanan 66.668,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, TEB A.Ş.'ye ait 25/02/2014 keşide tarihli ve 6959302 nolu çek ve T. İş Bankası'na ait 18/02/2014 keşide tarihli ve 3191611 nolu çekler yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; dava konusu ... nolu ve ... nolu çekler yönünden, çekler davacıya teslim edildiğinden mahkemece dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir uyuşmazlık bulunmadığı, çek bir ödeme vasıtası olduğundan çekin avans olarak verildiğini iddia edenin bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davalının, dava konusu çekler karşılığı mal teslim ettiğini savunmasının ispat yükünü değiştirmeyeceği, davacı tarafın çekleri avans olarak verdiğini ve malları teslim almadığını yazılı delille kanıtlayamadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı böylece davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, Kastamonu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2014/2664 E. sayılı icra takip dosyasına konu; TEB A.Ş'ye ait, 20/03/2014 keşide tarihli ve ... nolu çek sebebiyle ve Kastamonu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2014/3698 E. sayılı icra takip dosyasına konu; TEB A.Ş.ye ait 20/04/2014 keşide tarihli ve ... nolu çek sebebiyle açılan davanın reddine, Kastamonu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2014/2664 E. sayılı icra takip dosyasına konu bakiye alacak miktarı olan 82.689,35 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 16.537,87TL tazminatın İİK'nin 72/4.maddesine göre davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, davacının Kastamonu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2014/3698 sayılı dosyasına yapılan takibe yönelik tazminat talebinin reddine, davaya konu TEB A.Ş'ye ait, 25/02/2014 keşide tarihli ve ... nolu çek ve T. İş Bankasına ait 18/02/2014 keşide tarihli ve 3191611 nolu çekler yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, icra takibine konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, çekin avans çeki olarak verildiğini iddia eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğu ancak bunu yazılı delille kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı davaya konu çeklerin avans çeki olduğunu iddia etmiş, davalı ise çeklerin mal satımı karşılığında alınan çekler olduğunu ve malların da karşı tarafa satılıp teslim edildiğini savunmuştur. Bu durumda davaya konu çeklerin avans çeki olduğunu ispat yükü davacıya ait olmakla birlikte, çeklerin mal satımı karşılığında verildiğine ilişkin davalı savunması da dikkate alındığında davacının çeklerin avansı çeki olduğunu, 6100 sayılı HMK uyarınca diğer bir kesin delil olan ticari defterler ile de ispatı mümkündür. O halde mahkemece HMK'nın 222. maddesi uyarınca taraflara ait ticari defterlerin ve kayıtların ibrazının sağlanarak davaya konu çeklerle ilgili kayıtların bulunup bulunmadığı, bu çeklerin hangi ticari ilişki kapsamında verildiği tetkik edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET
Dava, icra takibine konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince, çekin avans çeki olarak verildiğini iddia eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, davalıya mal karşılığı olmaksızın dört adet çek verdiğini iddia etmiş ve bu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuş, davalı ise malların teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Çek, bir ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Bu durumda, davacının söz konusu çekleri mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verdiğinin kabulü gerekir. Yasal karinenin aksini yani çekin borç ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini, bedelsiz bir avans çeki olduğunu iddia eden davacı tarafın bunu kesin delillerle ispatlaması gerekir. O halde, yasal karinenin aksini ispat yükünün davacı tarafta olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul, yasaya ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu ve kararın onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.