Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/294
Karar No: 2021/10819
Karar Tarihi: 03.11.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/294 Esas 2021/10819 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/294 E.  ,  2021/10819 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının geçirdiği trafik kazası sonrasında tedavisinin hastanelerinde yapıldığını ancak davalının 11.500TL’lik sağlık hizmet fatura bedelini ödemediğini, tahsili için başlatılan takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptalini ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı; Barolar Birliğince sağlık harcamasının karşılanması gerektiğini ancak birliğin faturanın yalnızca 3.365TL’lik kısmını ödediğini, bu nedenle faturada belirtilen miktarı kabul etmediğini, mahkemece verilen hizmete göre istenebilecek bedelin tespitinin gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 5.583,07TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05/11/2015 tarihli ve 2014/35959 Esas 2015/32169 Karar sayılı kararıyla; "...Uyuşmazlık, bu hizmet karşılığında kesilen fatura miktarında toplanmaktadır. Alınan bilirkişi raporunda, dosyadaki tıbbi dökumanlara göre verilen hizmet karşılığında SUT hükümleri çerçevesinde istenebilecek bedelin 3.365TL olduğu mütalaa edilmiş, mahkemece, tespit olunan bu miktarın Türkiye Barolar Birliğinin davalıya ödediği miktar ile uyumlu olduğu, davalı savunmasının gabini işaret ettiği, ameliyat bedelinin ameliyatın yapıldığı hastaneye ait faturaya göre 3.262,04TL olduğu, 1.505,52TL’lik malzeme harcandığı, davacının masrafına %25 oranında kar koyması halinde alacağının 5.583,07TL’den ibaret olacağı sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında sözleşme serbestisi ilkesi geçerli olup, davacı nezdinde tedavi görmeyi tercih eden davalıdan, mevzuat hükümleri ve ilgili idari birimlerle olan sözleşmeler çerçevesinde ücret istenebileceği açıktır. Farklı özel hastanelerde farklı fiyat uygulamasının söz konusu olabileceği güncel bir gerçektir. Aynı şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu sigortalısı olan hastaların alacağı hizmetlerde hastadan istenebilecek bedel ile, kurum sigortalısı olmayan kişilerin tabi olduğu fiyatlandırma usulü de mevzuat hükümlerince farklılık gösterebilecektir. Ne var ki hükme dayanak bilirkişi raporu bu yönden hiçbir irdeleme yapmadığı gibi, mahkemenin soyut gerekçelerle kar oranını hakimin hukuk bilgisi dışına çıkarak re"sen belirlemesi de usule uygun değildir. Bu doğrultuda, tarafların itirazlarını karşılar, Yargıtay denetimine açık mahiyette yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takibin 3.795TL yönünden iptali ile devamına, takipten sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1) 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01/01/2020 tarihinden itibaren 3.920TL"ye çıkarılmıştır.
    Karar, verildiği tarih itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarihli ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) 18/07/2012 tarihinde davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takipte; 14/02/2012 tarihli “muayene ve tıbbi müdahale bedeli” açıklamalı 11.500TL bedelli faturaya dayanılmış, davalının takibe itirazı üzerine de işbu dava açılmıştır. Mahkemenin ara kararı üzerine, davacı tarafça sunulan 08/11/2019 tarihli dilekçede, faturanın 3.105,52TL kısmının malzeme alımına, bakiye KDV dahil 8.394,48TL kısmının ise doktorun muayene- tıbbi müdahale ücreti ve ticari işletme karına ilişkin olduğu bildirilmiştir.
    Uyuşmazlık, bu hizmet karşılığında kesilen fatura miktarında toplanmaktadır. Bozma doğrultusunda dosyaya kazandırılan 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; söz konusu tıbbi işlem ile ilgili olarak, davalının sosyal güvencesinin kullanılması halinde, tedavi ücreti ve ek ücretler olarak davalıya fatura edilebilecek en yüksek miktarın 3.795TL olduğu, ancak davacının herhangi bir sağlık hizmet sunucusu ile bağlantısının bulunmaması, davalı ile aralarındaki tedavi sözleşmesinde ödenecek ücret konusunda bir sınır bulunmaması nedeniyle bir üst tedavi sınırı belirlenemeyeceği” yönünde rapor düzenlenmiş; mahkemece tedavi ücreti ve ek ücretler olarak davalıya fatura edilebilecek en yüksek miktarın 3.795TL olabileceği gerekçesiyle bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Somut olayda; bilirkişi raporunda da değinildiği üzere, davacı hastane ile dava dışı SGK arasında sağlık hizmeti alımına ilişkin sözleşme bulunmadığı, davalı ile aralarındaki tedavi sözleşmesinde de ödenecek ücret konusunda bir sınır bulunmaması nedeniyle bir üst tedavi sınırının belirlenemeyeceği, öte yandan davalının cevap dilekçesindeki ifadelerden daha çabuk, daha iyi tıbbi müdahale ve hizmet alacağı inancıyla davacı hastaneyi tercih ettiği, bu yönden gabin iddialarının da yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de; ilk karar sadece davacı tarafından temyiz edildiği halde, bozma sonrası verilen son kararda ilk hükümden azına dair hüküm kurulması ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi, yargılama ve temyizin temel ilkelerinden olan usuli kazanılmış hak kuralının ihlali mahiyetinde olup doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi