Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/253
Karar No: 2019/2416
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/253 Esas 2019/2416 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2019/253 E.  ,  2019/2416 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR
    Davacı alacaklı 01.02.2004 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 16.02.2011 tarihinde başlattığı icra takibi ile işlemiş faiziyle birlikte 110.692,13 TL’nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 18.02.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 21.02.2011 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin karşı tarafa icra dosyasında belirtildiği gibi bir borcu bulunmadığını bildirerek takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
    Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen ilk kararında, borçlu kiracının taşınmazı 01.04.2011 tarihinde tahliye ettiği ve anahtarı noter’e tevdi etmekle kiracılık ilişkisinin sona erdiği, bu nedenle tahliye tarihine kadar ki kira borcundan sorumlu olduğu, bu tarihe kadar işlemiş kira bedellerinin itirazdan sonra yatırılmış olduğunun alacaklı tarafından da kabul edilmiş olması sebebi ile 30.345.00 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına, tahliyeden sonraki kira miktarının tahsiline ilişkin talep yargılamayı gerektirdiğinden bakiye kısım üzerinden itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.10.2012 tarihli ve 2012/13556 E., 2012/12604 K. sayılı ilamı ile; “...Davalı tarafından dosyaya ibraz edilen Beyoğlu 19. Noterliğine ait emanet alma tutanağında davalının kiralanana ait anahtarları 01.04.2011 tarihinde notere teslim ettiği, ancak bu hususun davacıya bildirimine ilişkin tebligatın tebliğ edilmediği görülmüştür. Anahtar teslimine ilişkin bildirim davacıya tebliğ edilememiş ise de davacı vekili 21.06.2011 tarihli oturumdaki beyanlarında kiralananın tahliye edildiğini kabul etmekle davacının en geç bu tarih itibariyle tahliyeyi öğrendiğinin kabulü gerekir. Davalı borçlu 01.02.2011 sözleşme başlangıcından bu tarihe kadar ki kira bedellerinden sorumludur. Mahkemece, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen ikinci kararında, davalı tarafından mecurun tahliye edildiği ve 01/04/2011 tarihinde anahtarın notere teslim edildiğini belirtilmiş ise de davacıya bildirimine ilişkin tebligatın tebliğ edilemediği, davacı vekilinin 21/06/2011 tarihli oturumda kiralananın tahliye edildiğini kabul etmekle en geç bu tarih itibari ile tahliyeyi öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, davalı borçlunun 01/02/2011 sözleşme başlangıç tarihinden tahliye tarihine kadarki kiralardan sorumlu olduğu göz önüne alınarak işlemiş kira bedelinin 52.417 TL olduğundan bu miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına ve işlemiş faiz miktarının 209,66 TL olarak tespitine karar verilmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı ve davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.04.2015 tarihli ve 2015/635 E. 2015/3944 K. sayılı ilamı ile; “1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davacı ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Davalı vekilinin kira alacağı miktarı ile icra inkar tazminatı, davacı vekilinin ise icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; ... davalının itiraz dilekçesinde miktarına karşı çıkmadığı aylık kira bedeli üzerinden kira alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde fazla kira alacağına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi davacı tarafından icra takibi 16.02.2011 tarihinde başlatılmış olup, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 38.maddesi ile eklenen 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun geçici 10.maddesinde; "bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği" düzenlemesine göre davacı ve davalı lehine %40 oranında icra inkar tazminatı taktir edilmesi gerekirken %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; 24.07.2018 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle takip tarihi itibariyle 43.221,20 TL kira alacağı 159,86 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 43.381,06 TL alacak tutarı olduğu, ancak 18.02.2011 tarihli ödeme emri tebliğinden sonra takip dönemi içinde kalan Şubat ve Mart kirası olan 20.231,20 TL ödenmiş olduğundan bu miktarın mahsubu ile faiz ile birlikte 23.149,86 TL bakiye alacak üzerinden itirazın kaldırılmasına, takibin devamına davacı lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davacı ve davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2. Davacı vekilinin faize yönelik temyiz itirazları yönünden;
    Taraflar arasında imzalanan 01.04.2004 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bodrum ve dört katlı betonarme bina niteliğindeki taşınmaz, kiraya veren ... tarafından, ... Konfeksiyon Ayakkabı Deri San. ve Tic. A.Ş.ye deri konfeksiyon üzerine işyeri olarak kullanılmak üzere kiraya verilmiştir. Davacı alacaklı takip talebinde kira alacağının avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili olması yeterlidir. Olayımızda davalı taraf tacir olup, davanın sebebini oluşturan taşınmaz da davalının ticari faaliyetinde kullanmak üzere kiralanmıştır. Davalı kiracının tacir olması ve işin de ticari nitelikte bulunması nedeniyle itirazın kaldırılmasına karar verilen alacağa davacının istemi gereği avans faizine hükmetmek gerekirken talebe aykırı olarak yasal faize karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    3. Davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı tarafından başlatılan takip ile 110.352,00 TL kira alacağının faiziyle tahsili istenilmiştir. Davalı borçlu tarafından borcun tamamına itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını ve tahliye isteminde bulunmuştur. İİK"nin 68/son maddesi gereğince “itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine icra tazminatına mahkum edilir.” Mahkemece, davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği kira alacağının takip ve dava tarihi itibariyle belirlenen 43.149,86 TL alacaktan fazla olduğundan reddine karar verilen kısım için davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, davalının icra inkar tazminat istemi yönünden olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin faiz alacağına ilişkin temyiz itirazları ile 3 nolu bentte yazılı nedenle davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"ye 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK"un 428 ve İİK"nin 366. maddesi uyarınca kararın alacağa hasren BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 07.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi