Taraflar arasındaki davadan dolayı Uşak 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 16.10.2008 gün ve 312-310 sayılı hükmün Reddine ilişkin olan 12.3.2009 gün ve 1120-3192 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava ve birleşen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, birleşen davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekilince, Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesine verilen 12.12.2008 tarihli dilekçe ile süresinde temyiz edilmiştir. Anılan husus davacı vekilinin karar düzeltme isteği üzerine anlaşılmıştır.Hal böyle olunca davacı vekilinin H.U.M.K’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme isteğinin kabul edilip;Dairenin 2009/1120 esas,2009/3192 karar sayılı 12.03.2009 tarihli süreden ret kararının kaldırılarak dosya esas yönden incelendi.
Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; çekişme konusu 278 ada 3 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan tarafından 17.04.1980 tarihli akitle davalı Muhterem Koner’e satış yoluyla temlik edildiği, bu şahsında 23.06.2005 tarihli akitle satış suretiyle davalı Ahmet Aldırmaz’a devrettiği anlaşılmaktadır.
Davacı N.., davalı M...’e yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, diğer davalı A...’in ise iyi niyetli olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Nevar ki, Mahkemece, Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/530 E. 2000/338 K. sayılı kesinleşen dava dosyasında davalı durumunda bulunan N...’in, muris ile Muhterem arasında muvazaalı işlem olmadığı yönündeki imzalı beyanları ve dosyada taraf olması, diğer davalı A...’in ise iyi niyetli olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de; anılan dava dosyasında miras bırakan Y...A...’nun çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazını mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı M..’e temlik ettiğinin hükmen sabit olduğu, belirlenen bu olgu karşısında davacı N..’in o dosyadaki ifadelerinin eldeki dava dosyası bakımından hükme esas teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur.
Keza, davalı A..’in de dosyadaki tanık N...’ın beyanlarına göre; diğer davalı M...’in kardeşi olan H...’in arkadaşı olduğu, dava devam ederken çekişme konusu taşınmazı 23.06.2005 tarihinde M..’den devraldığı ve muvazaalı işlemi bilebilecek konumda bulunduğu görülmektedir.
Hal böyle olunca , davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.