Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları H...’ın kız çocuklarından mal kaçırmak amacı ile paydaşı olduğu taşınmazlardaki payını kardeşi A... R...’nın çocuklarına satış suretiyle temlik ettiğini, A..R...’nın da davalıya temlik etmek suretiyle muvazaalı olarak 275, 277, 2661, 2663, 2669, 3473, 4300, 4929 parsel sayılı taşınmazları temlik ettiklerini, ayrıca murisin bunlardan başka 6310, 6312 ve 6358 parsel sayılı taşınmazlarda payının bir kısmını ifraz ederek davalı oğluna verdiğini ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muris H... İle A... R... Nın karşılıklı olarak mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak işlem yaptıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi   raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.  
Dava, muris muvaazası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar K... ve P...’ın davalarının 275, 277,4300, 6205, 2661, 2663, 2669, 3473, 4929 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kabulüne, 6310, 6312 ve 6358 parsel sayılı taşınmazlar yönünden reddine,  davacılar S.. , H... Ve M... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmemiştir.
Davacılar kendi miras bırakanları H...’ın dava dışı yeğenlerine yaptığı temliklerden dolayı, diğer mirasçı aleyhine eldeki davayı açmışlardır.
Bilindiği üzere, tapu iptali ve tescil davaları, kayıt malikleri aleyhine açılır. Eldeki davada, davacıların miras bırakanı H...’ın, dava konusu  275, 277,4300, 6205, 2661, 2663, 2669, 3473, 4929 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını muvazaalı olarak temlik ettiği iddia edildiğine göre, bu temlikler sonucu pay maliki olan kişiler aleyhine dava açılması gerekir. Oysa davacılar, muristen pay iktisap etmeyen kendi kardeşleri olan davalı aleyhine dava açmışlardır.
Hal böyle olunca, davalıya husumet düşmeyeceği gözetilmeden ve dava dışı 3. kişi A...R...’nın davalıya yaptığı temliklerden bahisle iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.07.2009  gününde oybirliğiyle karar verildi.