8. Hukuk Dairesi 2019/1063 E. , 2019/2417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı 01.05.1988 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 13.10.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 1.650,00 TL kira alacağı ve 99,91 TL ihtar masrafının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 16.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 24.10.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, borca tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 21.02.2018 tarihli ve 2017/4244 E., 2018/2579 K. sayılı ilamı ile; “1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın alacağa yönelik temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; ... taşınmazın aralarında davacının da bulunduğu 6 kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ve diğer mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan takibin mirasçılar ve paydaş yeni malik tarafından birlikte başlatılması ve davanın da birlikte açılması gerekir. Ancak takip yalnızca paydaş yeni malik ... tarafından başlatılmıştır. Başlatılan takip sonucu gönderilen ihtarlı ödeme emrindeki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün olmamakla birlikte, ihtar tüm mirasçılar tarafından gönderilmediğinden hukuki sonuç da doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ihtarlı ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez. Bu durumda, mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; itiraz dilekçesinde yalnızca borca itiraz edildiği, taşınmazın ediniliş şekline itiraz edilmemesine karşın açılan itirazın kaldırılması davasında ileri sürülen sebeplere itibar edilmeyerek, borçlunun itirazının kaldırılması ile davacı tarafından davalı kiracıya gönderilen 08/05/2015 tarihli ihtarın 6 kişi adına kayıtlı taşınmazın 1/6 payına sahip davacı tarafından çekildiği, ihtarı aralarında mecurun dava arkadaşlığı bulunan diğer paydaşlar yer almadan gönderildiği anlaşılmakla bu hali ile hukuki sonuç doğurmayan ihtarlı ödeme emrine dayanarak şartları oluşmayan tahliye talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının takibe konu 1.786,13 TL’ye yönelik itirazının kaldırılmasını ve kiralananın tahliyesini istemiş, mahkemece davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, davacının tahliye isteminin ise reddine karar verilmiştir. Mahkemece davacının tahliye isteminin reddine karar verildiğine göre, yargılama giderlerinin tümden davalı üzerinde bırakılması doğru olmadığı gibi, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu hususta bir karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bette açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"ye 6217 Sayılı Kanun"la eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK"un 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.