Esas No: 2015/6267
Karar No: 2015/11931
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/6267 Esas 2015/11931 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, orman kadastro tespitinin iptali davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; dairemizin 18/12/2014 gün ve ... sayılı ilamıyla; Davalı-Birleşen dosya davacısı ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden Reddine, Davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde Davalı-Birleşen dosya davacısı ... vekili ile karar düzeltmeye cevap veren ve katılma yolu ile karar düzeltme isteyen Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... .., ... ... hasım olarak gösterildiği 02.02.2002 tarihli dava dilekçesinde; ... köyü, ... mevkiindeki davalı adına tapuda kayıtlı 264 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını, 9 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan tahdidin 29.03.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleştiğini, 2/B madde uygulamasına konu olmadığını öne sürerek, taşınmazın kesinleşen tahdit içerisinde kalan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline ve müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ... ... vekili Av. ... ..."in tapu kaydını da ibraz ederek müvekkilinin taşınmazı 18.04.2012 tarihinde “..."ye" sattığını bildirmesi üzerine davacı vekili 25.12.2012 tarihli dilekçesi ile dahili dava ederek davasını yeni malike yöneltmiştir.
Davalı ... vekili Av. ... ... cevabında; görülmekte olan bu davadan da söz edilerek 27.03.2003 tarihinde mahkemenin ... Esas sayılı dosyasında özel mülk olan ve önceki maliklerinden satın alınan 264 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün orman sınırları içine alınmasına ilişkin orman kadastro tesbitinin iptali istemiyle dava açtıklarını belirterek açtıkları bu davanın bekletici sorun yapılmasını, Devletin bir organının verdiğini başka bir organının geri almasının hukuka uygun olmadığını, Orman Kanununun 11. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğundan öne sürerek konunun Anayasa Mahkemesine götürülmesini istemiştir.
Mahkemece; 01.07.2003 günlü ve ... sayılı, kararla davanın kabulü ile ..., ... köyü, ... mevkiinde bulunan 264 nolu parselin fen ve orman bilirkişilerinin rapor ve krokilerinde (D) harfi ile gösterilen 593,64 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 499,66 m2 bölümlerinin davalı adına olan tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile ... adına tesciline, kalan bölümün kayıt üzerinde bırakılmasına, davalının tapusu iptal edilen kısma ilişkin müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, davacı ... ... ve davalılardan ... tarafından temyizi üzerine verilen hüküm dairemizin 10/01/2005 tarih ve ... sayılı ilâmı ile "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava tapu iptali istemi olup, aynı yere ilişkin tapu maliki ...’nin açtığı orman kadastrosunun iptali davasının da bulunduğu ve aynı gün Dairemizde temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmakta olup, her iki dosya birbiriyle irtibatlı olduğundan birleştirilerek birlikte görülmesi gerektiği düşünülmediği gibi, davalı yerde 1989 yılından önce orman tahdidi bulunduğu anlaşılmasına rağmen, buna ilişkin tutanaklar da getirtilip denetlenemediğinden, alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak kurulan hüküm yeterli sayılamaz. Bu nedenle; öncelikle dosyanın aynı mahkemenin 2003/171-417 sayılı dava dosyası ile HUMK’nın 45. maddesine göre birleştirilip birlikte görülmesi, yapılan orman kadastro tutanak ve krokileri getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda en az 4 yada 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya meydan vermeyecek şekilde saptanması, bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Birleştirilen aynı mahkemenin ... Esas sayılı dosyasında 27.03.2003 tarihinde ... izafeten ... hasım gösterilerek asıl dosya davalısı olan ... tarafından açılan davada asıl davadan da sözedildikten sonra ... köyü, ... mevkiinde bulunan 264 parselin bir bölümünün orman sınırları içine alınmasına ilişkin orman kadastro tesbitinin iptaline karar verilmesinin talep ve dava edildiği, mahkemece verilen 08.05.2003 günlü ve ... sayılı kararla taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman kadastro işlemlerinin 29.03.1989 tarihinde askıya çıkartıldığı ve 29.09.1989 tarihinde kesinleştiği, davanın ise orman kadastrosuna itiraz için öngörülen 10 yıllık hakdüşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı şirketin temyizi üzerine verilen hüküm Dairemizin 10.01.2005 gün ve ... sayılı ilâmıyla “Çekişmeli ... köyü 264 parsel sayılı taşınmaz hakkında aynı gün dairede incelemesi yapılan Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esasında açılmış tapu iptali ve tescil davası bulunduğu ve bu dosyada verilen kararın araştırmaya yönelik olarak bozulduğu, her iki davanın tarafları ve konusu itibarıyla aynı olup verilecek kararın birbirini etkileyeceği, bu nedenle dosyaların HUMK"nın 45"inci maddesi gereğince birleştirilerek birlikte görülmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak 31.05.2005 günlü ve .... sayılı kararla dava dosyasının mahkemenin ... (Bozma öncesi ..) Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Bozma kararına uyulduktan ve orman kadastro tesbitinin iptali istemiyle açılan dava dosyası eldeki dava dosyası ile birleştirildikten sonra; taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığının belirlenmesi üzerine ... davaya dahil edilmiş, yeniden yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından sonra mahkemece 24.04.2013 günlü ve ... sayılı kararla asıl davanın kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 264 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptaliyle orman vasfıyla ... ... adına kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine 1. derece arkeolojik sit alanı içinde kaldığının yazılmasına, taşınmazın 10.820 m2 olan yüzölçümünün 10.963,87 m2 olarak düzeltilmesine, birleştirilen dosyada açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmün dahili davalı ... vekili ile davalı-birleştirilen dosya davacısı .... tarafından temyizi üzerine verilen hüküm Dairemizin 18/12/2014 gün ve .... sayılı ilâmıyla; davalı-birleştirilen dosya davacısı ..."nin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildikten sonra dahili davalı ... temyiz itirazlarının kabul ile “Dava ... ... tarafından çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açılmış olup, uzman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli 357,07 m2"lik bölümünün 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu belirlenmiştir. 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması ile öncesi orman olan yerler ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığından ve 2/B uygulamasının kesinleşmesi ile mülkiyet ... geçtiğinden, bu bölüme yönelik ... ... davasının reddine karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine süresi içinde davalı-birleştirilen dosya davacısı ... vekili ile karar düzeltmeye cevap ... vekili katılma yolu ile karar düzeltme istemiştir.
1) Davalı-birleştirilen dosya davacısı ..."nin karar düzeltme istemi yönünden;
Davalı-birleştirilen dosya davacısı ... vekili Av. ... ... karar düzeltme dilekçesinde; mahkeme hükmünün şirket vekili olarak kendisine değil şirketin vekili olmayan Av. ... ..."a tebliğ edildiğini, dahili davalı ... temyiz dilekçesinin ise hiç tebliğe çıkartılmadığını, bu yolla kararı temyiz etme haklarının ellerinden alındığını, karardan haricen ve 27.11.2014 tarihinde haberdar olmaları üzerine 08.12.2014 tarihinde temyiz ettiklerini ancak süresinden sonra verildiğinden bahisle temyiz dilekçelerinin reddine karar verildiğini öne sürerek kararın düzeltilmesini, yerel mahkeme kararının temyiz itirazları doğrultusunda bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya içeriğindeki vekaletname ve duruşma tutanaklarının incelenmesinden davalı-birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin Av. ... ... olduğu, Av. ... ... ve Av. ... ..."in bu şirketin vekili olmadıkları, Av. ... ..."un ilk olarak aleyhine dava açılan eski malik ... ..."in temsilcisi olduğu dava dışı “...” vekili olduğu, Av. ... ..."in ise eski malik ... ..."in vekili olduğu, buna rağmen mahkemece karar başlığında Av. ... ... ile birlikte Av. ... ..."un da ... vekili olarak gösterildiği, hükmün de bu nedenle Av. ... ... yerine vekil olmayan Av. ... ..."a tebliğ edildiği, dahili davalı Hazinenin temyiz dilekçesinin ise davalı şirkete hiç tebliğe çıkarılmadığı, dairemizce yapılan inceleme sırasında bu hususun gözden kaçırıldığı ve “davalı ... vekili Av. ... ... ve Av. ... ..."a hükmün ayrı ayrı ve 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz dilekçesinin Av. ... ... tarafından temyiz süresi geçtikten sonra 08.12.2014 tarihinde verildiği” gerekçesiyle anılan şirketin temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tebligat Kanununun 11"inci maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Av. ... ... ve Av. ... ..."e yapılan tebligatların davalı-birleştirilen dosya davacısı ..."ne yapılmış tebligat sayılamayacağı, bu nedenle anılan şirket yönünden temyiz süresinin hiç başlamadığı, vekili Av. ... ... tarafından 08.12.2014 tarihinde yapılan temyizin süresinde olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca ..."nin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin olarak Dairemizce verilen karar yanılgıya dayalı olduğundan davalı- birleşen dosya davacısı ..."nin karar düzeltme isteminin kabulü ile anılan şirketin temyiz itirazlarının da değerlendirilebilmesi için Dairemizin 18/12/2014 gün ve ... sayılı ilâmını tümüyle ortadan kaldırılması gerekmiştir.
2) Davalı-birleştirilen dosya davacısı ... ve dahili davalı ... temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise orman kadastro işleminin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli 264 parsel sayılı taşınmazın arazi kadastrosunda ... köyünde, orman kadastrosunda ise bitişik ... köyünde işlem gördüğü anlaşılmaktadır. ... köyünde 5602 sayılı Kanuna göre 1956 yılında yapılan arazi kadastrosunda zeytinli tarla niteliğiyle ve 10.820 m2 yüzölçümü ile ilk malikleri adına tespit görerek tapuya tescil edilmiş, daha sonra 18.04.1995 tarihinde ... ...’e, 18.04.2002 tarihinde de ...’ye satılmış, tapu kütüğünün beyanlar hanesine 23.01.1979, 21.12.1983 tarihlerinde “Eski Eserdir”, 20.12.1994 tarihinde de “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” şerhi konulmuştur. Kadastro tesbitinden sonra taşınmazın bulunduğu ... köyüne komşu ... köyünde ilk olarak 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 1989 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ve 2005 yılında da 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca aplikasyon, yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları yapılmış ve sonuçları ilân edilerek kesinleşmiştir.
İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, yerel mahkeme hükmünde gösterilen gerekçelere göre davalı-birleştirilen dosya davacısı ... ve dahili davalı ... sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki, mahkemece daha önce verilen 01.07.2003 tarihli karar Dairemizin 10/01/2005 gün ve ... sayılı ilâmı ile “tahdit haritasının usulünce uygulanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece de bozmaya uyulmuştur. Bozma sonrasında yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi kurulu raporu ile 264 parsel sayılı taşınmazın krokide yeşil renkle boyanan ve (A) harfi ile gösterilen 460.62 m2, (C) harfi ile gösterilen 93.68 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 15.47 m2 bölümlerinin orman kadastro sınırları içerisinde ve orman sayılan yerlerden olduğu, kırmızı renkle boyanan ve (B) harfi ile gösterilen 357.07 m2 bölümünün 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman dışına çıkartılan alanda kaldığı, sarı renkle boyanan ve (E) harfi ile gösterilen 10.037.03 m2 bölümünün ise orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, tahdit uygulaması sonucunda ortaya çıkan bu olgu ve davacı ... ... davasını 264 parsel sayılı taşınmazın tamamına yönelik olarak açmadığı, tahdide dayalı olarak ve kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalan bölümünün tapusunun iptali ile orman olarak ... adını tescili istemiyle açtığı, ayrıca orman olarak ... adına tescil edilen taşınmazların tapu kütüğünün beyanlar hanesine hiçbir şekilde şerh konulamayacağı gözetilerek asıl davanın kabulü ile 264 parsel sayılı taşınmazın tahdit sınırları içinde kaldığı belirlenen ve davaya konu edilen (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümlerinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile şerhlerdan arınmış olarak orman niteliğiyle ... adına tesciline, taşınmazın kalan bölümünün tapu kaydının olduğu gibi davalı-birleştirilen dosya davalısı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken davadaki istemi aşar şekilde taşınmazın tümünün tapusunun iptali ve taşınmazın beyanlar hanesine sit şerhi yazılmasına karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan birinci bentdeki nedenlerle, davalı-birleştirilen dosya davacısı ...’nin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 18.12.2014 gün ve ... sayılı ilâmının tümüyle ORTADAN KALDIRILMASINA, dahili davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı-birleştirilen dosya davacısı ... ile dahili davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin 24/04/2013 gün ve ... sayılı kararının BOZULMASINA, alınan karar düzeltme harcının istek halinde ....’ne iadesine 31/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.