8. Hukuk Dairesi 2011/6353 E. , 2012/2968 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Güzelköy Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.04.2011 gün ve 569/136 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 50 dönüm miktarındaki taşınmazların tapulama çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit harici bırakıldığını, 30 yıl önce imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirdiğini ve tasarruf edildiğini açıklayarak dava konusu taşınmazların adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı ... Tüzel Kişiliği yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine; davacı yararına kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle teknik bilirkişinin 25.03.2011 havale tarihli raporuna ekli krokisinde A harfi ile gösterilen 16.171,26 m2, B harfi ile işaretlenen 2.671,92 m2 ve C harfi ile belirlenen 20.667,69 m2"lik taşınmazların davacı adına yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hükmün kabule yönelik bölümü davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazlar 1976 yılında, 766 sayılı Tapulama Kanunu"na göre yapılan tapulama çalışmalarında “ taşlık " vasfı ile tespit harici bırakılmıştır. Kural olarak, taşlık niteliği ile tapulama harici bırakılan yerlerin imar ve ihyaya muhtaç olduklarının kabulü gerekir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu ve olumsuz koşulların davacı yararına gerçekleşmesi halinde böyle yerlerin kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya yoluyla edinilmesi mümkündür. Eldeki davada, keşfe katılan uzman bilirkişilerin 25.03.2011 hakim havale tarihli müşterek raporları hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; anılan raporda nizalı taşınmazların kıraç yapıda, taşlı ve eğimli olduğu bildirilmekle birlikte imar-ihya olgusunun tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı ve arazi kullanım kabiliyeti olarak hangi sınıf arazi kapsamında kaldıkları hususu açıklanmamıştır.
Öte yandan sadece 1984 yılına ait hava fotoğrafı uygulanmış ve anılan tarihte taşınmazların sürülü olduğu bildirilmiştir. Bu kapsamda anılan müşterek rapora göre taşınmazların halen taşlık nitelikte olduğu da bildirildiğine göre, taşınmazlarda kazanmayı sağlayan imar ve ihya işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı noktasında tereddüt hasıl olmuştur. Bu kapsamda bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 2008 olan dava tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1988-1978) stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesi ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesi, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarından yeterince yararlanılmamıştır.
Mahkemece, dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı’ndan sorularak getirtilmesi, yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Bundan ayrı, taraflara delillerini bildirmeleri için süre ve imkan verilmemiştir. Bu tür davalarda iktisabı sağlayan zilyetliğin ispatı gerekir. Zilyetlik maddi olaylardandır. Maddi olaylar, tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. (3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1 maddesi). Bu kapsamda, taraflara delillerini varsa tanıklarını liste halinde vermesi için usule uygun süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK.nun 240, 243 ve 259. maddeleri uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. (HUMK m. 259) maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 261/1. (HUMK m. 265) maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, taşınmazların kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı, kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının sorularak açıklığa kavuşturulması, bundan ayrı çifte tapunun önlenmesi ve tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve kroki gönderilmek suretiyle taşınmazların tapulu olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekir. Bu açıklamalar kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün kabule ilişkin bölümlerinin 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.